Sonuç anketlerde öngörüldüğü gibi gerçekleşecekse, yarınki Alman seçimlerinden bir "kırmızı - yeşil" koalisyonu çıkacak... Ve bu, hem Türkiye’nin, hem de Almanya’daki 2.3 milyon Türk’ün hayrına olacak...
Kamuoyu araştırmaları (dünkü yayınlara göre), Gerhard Schröder’in Sosyal Demokrat Partisi’ni (SPD), rakibi Edmund Stoiber’in Hıristiyan Demokrat Partisi’nden (CDU) yüzde 1.5 - 2 kadar önde gösteriyor.
Kampanyanın başlarında CDU bir hayli (yüzde 7 - 8) önde gidiyordu. Stoiber özellikle işsizlik, ekonomik durgunluk ve göçmen sorunlarında iktidara yükleniyor ve puan topluyordu. Daha sonra, iki konu Schröder’in adeta imdadına yetişti: Sel felaketi ve Irak. Şansölye doğal afet anında başarılı bir performans gösterdi. Başkan Bush’un Irak’a karşı sert çıkışı sırasında da, Almanya’nın savaşa katılmak istemediğini söylemek cesaretini gösterdi... Ve böylece SPD’yi CDU ile başa baş hale getirebildi.
Eğer "kırmızılar" (SPD) gerçekten sandıktan birinci parti olarak çıkarsa ve eğer "yeşiller" de koalisyon ortağı olabilecek kadar sandalyeye sahip olursa, Almanya’yı son dönemdeki iktidar, 4 yıl daha yönetecektir...
***
KAMPANYANIN başında görüldüğü gibi, halkın önemli bir kısmı aslında Schröder’in icraatından pek memnun değil. Özellikle dört milyonu bulan işsiz sayısı ile kendini belli eden ekonomik sıkıntılar, hoşnutsuzluğun başında geliyor. Ama öte yandan Alman seçmenlerinin önemli bir kesimi de, muhafazakâr Stoiber’i iyi bir alternatif olarak görmüyor. Son olarak da, muhafazakârlar, popülist bir tavır takınarak, "göçmen kartını" oynamaya ve diğer Avrupa ülkelerindeki sağcı (hatta ırkçı) argümanları kullanmaya başladılar.
Bu temel konularda Alman toplumu bugün nerede ise birbirine eş güçte iki cepheye bölünmüş görünüyor. Schröder ile Stoiber’in bu yarışı son günlerde başa baş götürmesi de bunun açık göstergesi.
***
BU kadar az bir farkın bulunması, Türk kökenli seçmenlerin rolünü büsbütün artırıyor. O kadar ki, SPD’nin sandıktan birinci parti olarak çıkması dahi, "Türk oy gücü" sayesinde mümkün olabilir...
Almanya’daki Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Faruk Şen’den aldığımız bazı rakamlar, gerçekten çarpıcı: Türk kökenli 475 bin seçmenin yüzde 61’i SDP’ye, yüzde 17’si de Yeşillere oyunu vermek niyetinde. CDU’nun bu seçmenlerden alacağı oy oranı ise sadece yüzde 12. Hür Demokratlar (FDP) ile Sosyalistlere (PDS) de Türklerden yüzde 5 oranında oy gitmesi bekleniyor.
Bu seçimlere çeşitli partilerden 22 Türk kökenli aday giriyor. Büyük olasılıkla bunlardan (biri SPD’den, diğeri de Yeşillerden) ikisi milletvekili seçilecek.
Prof. Şen’e göre Türk kökenli seçmenlerin SPD’yi tercih etmelerinin başlıca sebebi, bu partinin göç yasası, çifte vatandaşlık, Türkiye’nin AB üyeliği alanındaki "pozitif" tavrıdır. Bunun yanı sıra Schröder’in işsizlik sorunundan Irak’ta olası bir savaşa kadar çeşitli konularda ilan ettiği görüşler, Türk topluluğunun desteğini kazanmış durumda.
***
TABİİ Türkiye için de Schröder ve (SPD) yönetimi, şayanı tercihtir. Şansölye Türkiye’ye özellikle AB konusunda destek olmuştur. Stoiber’in bu konudaki tutumu ise (nerede ise eski CDU lideri Helmut Kohl’ü anımsatan biçimde) oldukça olumsuz.
Eğer Stoiber kazanırsa, gerçekten hem AB, hem de Almanya ile ilişkiler konusunda ciddi sıkıntılar çıkabilir.
Almanya’daki Türkler gibi, Ankara’nın da gönlü, "kırmızı - yeşil" iktidarının devamından yana...