Kosova faciasına sırf hava saldırıları ile son verme olasılığı giderek zayıflıyor. Bombardımanların şiddetlenmesi Miloşeviç'i dize getirmiyor ve azgın Sırpların "etnik temizlik" kampanyasını durdurmuyor...
Bu durumda askeri alanda tek bir çare kalıyor: Yugoslavya'ya karşı kara harekatı. Yani tam savaş...
NATO üyelerinin çoğu bu seçeneğe hiç sıcak bakmıyor. ABD ve İngiltere'de (ayrıca NATO'nun Brüksel karargahında) kara harekatının gereğini savunanlar var. Ancak, açıkçası, genel eğilim - ve bu aşamada "resmi politika" - böyle topyekün bir savaştan yana değil.
* * *
NATO'nun Yugoslavya'ya (Kosova bölgesine) çokuluslu bir güç sevketmesi için, bu yönde bir kararın oybirliği ile alınması lazım. Oysa halen ittifak içinde böyle bir konsensüs yok. Şu anda bu konuda bir oylamaya gidilse, birçok ülke (Yunanistan başta) buna karşı çıkar...
NATO yöneticileri ve stratejistleri bunu bildiği için, kara harekatı konusunu gündeme bile almıyorlar. Amerikan liderleri ve komutanları sadece "daha yoğun ve yaygın" hava operasyonlarından söz ediyorlar...
Kara harekatı konusundaki bu çekingenliğin ve kaygının nedeni açık: Bir Batılı analistin deyişi ile "Avrupa'da - ve herhalde ABD'de - hiç kimse çocuğunun bir kara savaşında Kosova'da ölmesini istemiyor... Çünkü bu kara savaşı çok şiddetli ve kanlı olacak... Böyle bir savaşın sadece Kosova sınırları içinde kalacağı da şüpheli. Buradaki çatışmalar kolaylıkla komşu ülkelere yayılabilir... Vietnam ve Güneydoğu Asya'daki domino oyunu, Balkanlar'da da tekrarlanabilir"...
* * *
ANKARA'nın bu konuda tutumu ne?
Dün görüştüğüm üst düzey bir Türk yetkilisinin deyişi ile, Türkiye NATO müttefikleri ile birlikte hareket ediyor. Bu çerçevede Türk uçakları, NATO hava akınlarında kendisine verilen görevleri yapıyor. Türkiye olası bir kara harekatı için de askeri hazırlıklarını yapıyor. Eğer böyle bir müdahaleye karar verilirse, Türk birliği (muhtemelen bir tabur) misyonunu üstlenmeye amade...
Ancak, yetkilinin belirttiği gibi, şu anda NATO böyle bir istekte bulunma havasında değil. Ankara da, bir kara birliğinin gönderilmesi konusunda bir girişimde ve talepte bulunmayı düşünmüyor.
Diğer bir deyişle Türkiye Yugoslavya'ya karşı kapsamlı bir kara harekatı konusunda, temkinli davranmayı yeğliyor.
Zaten Türkiye'nin tek başına böyle bir harekata girişmesi mümkün değil. Ayrıca Türk askerinin Yugoslav topraklarında savaşmasının yaratabileceği sonuçları da iyice düşünmek gerek...
* * *
BU nedenle Başbakan Ecevit önceki günkü demecinde, böyle bir müdahalenin "büyük sıkıntılar" yaratabileceğini belirtti ve şimdiki çatışmanın boyutlarının genişlemesinin tehlikeleri üzerine dikkatleri çekti.
Kosova'daki dram karşısında duyulan büyük öfke ve insanlık suçu işleyen Sırplara iyi bir ders verilmesi konusundaki güçlü arzu, ne gibi önlemlerin alınması ve hangi stratejilerin uygulanması gerektiği hususundaki değerlendirmelerin soğukkanlılıkla ve akılcı biçimde yapılmasına engel olmamalıdır.
Türkiye, bu değerlendirmede, bölgedeki nazik konumu kadar, uzun vadeli çıkarlarını da hesaba katmak durumundadır. Şu sırada (diğer ülkelerde yapıldığı gibi) bu konunun etraflıca ve ciddiyetle tartışılmasında yarar vardır...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025