Anlaşmalar tamam; şimdi sıra onları yaşama geçirmekte...Enerji alanında 21'inci yüzyılda Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamanın da ötesinde, ülkemizi Avrasya boru hatları sisteminin anahtarı haline getirecek olan anlaşmalar konusunda dün "Milliyet"i ziyaret eden Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in verdiği bilgiler, umut verici.
Bu anlaşmaların en önemlisi, kuşkusuz Bakü - Ceyhan petrol boru hattı ile ilgili olanıdır. Geçen hafta AGİT zirvesi sırasında imzalanan bu anlaşma, yıllardan beri süregelen zorlu ve yoğun çabaların ürünü. Tümü 1.730 km. uzunluğundaki (Türkiye içindeki kısmı 1.037 km.) bu boru hattının yapımı 2.7 milyar dolara mal olacak. Türkiye bunun 1.4 milyar dolarını garanti ediyor.
(Türkiye bizzat bu parayı yatırmıyor, ancak kredi teminini taahhüt ediyor)... Boru hattından Hazar havzası petrolünden yılda toplam 45 - 50 milyon ton pompalanması bekleniyor. Bu operasyon o takdirde rantabl hale gelebiliyor.
Bakanın izahatına göre, Türkiye ve bu işteki ortakları, 1 Ocak 2000 yılından itibaren kolları sıvayacak. Hattın yapımının 2001'de başlaması ve 2004'ten itibaren hizmete girmesi planlanıyor.
İlk aşamada Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan (ve de şirketler konsorsiyumu AIOC) ile birlikte, bir Eylem Grubu kuracak. Bunun görevi mühendislik çalışmalarını yürütmek ve finansman planlarını hazırlamak. Bunu, finans kuruluşları ile yoğun temaslar izleyecek...
* * *
KISACASI, İstanbul'da imzalanan anlaşma (ki dört bölümden oluşuyor)
kurulacak boru hattı sisteminin "hukuki" temelini oluşturuyor. Bundan sonra işin "ticari" yönüne geçiliyor ve gene zorlu ve yoğun bir aşamaya giriliyor.
Dünya finans çevrelerinden gerekli kredilerin sağlanması hiç de kolay değil. Ancak Ersümer'in de belirttiği gibi, Dünya Bankası ile yapılan temaslar, ayrıca ABD yönetiminin bu işe ağırlığını koyması gibi faktörler, büyük zorlukla karşılaşılmayacağı umudunu veriyor.
Nihayet iki faktör daha var ki, Ceyhan hattı projesini, yabancı şirketlerin gözünde daha cazip hale getirdi: Biri, dünya petrol fiyatlarında son zamanlarda görülen artış, diğeri ise Bakü - Novorossisk hattının geçtiği Çeçenistan'daki savaş...
İstanbul'da imzalanan anlaşmanın yaşama geçirilmesi konusunda diğer sorun, projenin verimliliği ile ilgili. Projenin rantabl olması, Hazar petrol yataklarının, hedeflenen miktarı karşılamasına bağlı. Ersümer, yapılan çalışmaların yılda 50 milyon tonu bulacağını gösterdiğini söylüyor ve bu konuda farklı düşünen uzmanların yanıldıklarını öne sürüyor. Umarız "şüpheci" uzmanlar gerçekten yanılırlar ve şirketler hedeflenen miktarda petrol pompalanabileceği inancı ile işe dört elle sarılırlar...
* * *
DOĞALGAZ ile ilgili iki proje konusunda da önemli gelişmeler var. Biri, "Mavi Akım" ile ilgili. Başbakan Ecevit'in Moskova ziyareti sırasında tartışma konusu haline gelen ek protokolün bu ayın sonuna kadar imzalanacağı kesin görünüyor. ABD'den artık bir itiraz gelmeyecek. Projenin uygulanma aşamasına gelmesi için düşünülen tarihin (2001'in) daha öne çekilmesi bile söz konusu...
AGİT zirvesi sırasında İstanbul Deklarasyonu ile birlikte Türkmenistan ile doğalgaz projesine ilişkin bir mutabakata imza kondu. Bu da ilerde Türkmen gazının "Trans - Hazar" hattından Türkiye'ye ulaşmasını sağlayacak. Yani o zaman Türkiye hem Rusya'dan hem Türkmenistan'dan (ve Azerbaycan'dan) büyük miktarda doğalgaz getirebilecek.
Bütün bu enerji hatları, Türkiye'nin 21'inci yüzyılda, Avrasya platformunda jeostratejik ve ekonomik önemini artırabilecek. Tabii bu da varılan anlaşmaların hızlı ve etkin biçimde yaşama geçirilmesine bağlı...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr