TÜRKİYE'nin Irak krizinin başından bu yana karşılaştığı en zor durum, bu ülkeye asker gönderip göndermeme konusunda karar almak. Bu, 1 Mart'ta Meclis'in reddettiği malum tezkere ile ilgili durumdan da zor.
Gerçi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Irak'a asker gönderme veya göndermeme seçeneğini, tezkere olayından daha kolay sayıyor ve şöyle diyor: "O dönemle fark var. O sırada savaş vardı. Savaşa gidiyorduk. Şu anda savaş yok. Irak'ın istikrara kavuşturulması ve yeniden yapılanması söz konusu"...
Ne var ki, başka yönden önemli bir fark var: O zaman tezkere sadece ABD askerlerine Kuzey Irak'a geçiş izninin verilmesi ile ilgili idi. Yani Irak'a Türk askerinin sevki ve Ankara'nın savaşa katılma yönünde bir angajmana girmesi söz konusu değildi. Şimdi ise, her ne kadar bitti deniyorsa da, başka şekilde devam eden bir savaş ortamında, Türk askerinin Irak'ın belirli bir bölgesinde görevlendirilmesi söz konusu...
Bu bakımdan bizce asker göndermekle ilgili karar, mart ayındaki "tezkere" kararından daha zor.
***
KUŞKUSUZ eğer Türkiye'den istenilen askerler, Irak'ta BM bayrağı altında (veya en azından NATO amblemi ile) konuşlandırılıyor olsaydı, iş daha kolay olurdu. O zaman Fransa'dan Pakistan'a, Rusya'dan Hindistan'a kadar pek çok ülke de, tereddütsüz böyle bir katkıda bulunabilirdi.
Ama açıkçası, tek yanlı politikasını sürdürmeye kararlı görünen Bush yönetimi, BM'yi ve hatta NATO'yu bu işe sokmak istemiyor. Çünkü bu uluslararası kurumlarda, ABD'nin Irak'a karşı - gene tek yanlı - askeri harekatının nedenleri ve halihazırda Irak'taki işgalinin amaçları sorgulanıyor. Amerikalılar böyle bir öneri götürdükleri takdirde, olumlu bir karar çıkaramayacaklarını - veya NATO'da çok zorlanacaklarını - biliyorlar.
Dün telefonla görüştüğümüz NATO'daki bir diplomat, bu hafta sonu ağustos tatilinin başlayacağını ve dolayısı ile NATO merkezinin boşalacağını anımsattı. Dolayısı ile Irak'ta NATO şemsiyesi altında bir güç oluşturma fikrinin tartışılması dahi beklenmiyor. Aynı şey, BM için de söz konusu. Orada da ne Genel Sekreterlik'ten, ne de delegasyonlardan herhangi bir inisiyatif emaresi yok...
Washington'un amacı kendi kontrolü altındaki "istikrar gücü"nü mümkün olduğu kadar "enternasyonalize" etmek, yani onu çeşitli ülkelere mensup askerlerle takviye etmektir. Şimdiye dek 30 ülkenin bu yöndeki çağrıya olumlu yanıt vermesi, Bush yönetimini memnun etmeye yetiyor.
***
BU durumda BM veya NATO kararı ve onların aktif katılımı ile bir barış gücünün kurulması, şimdilik hayal. Bu, Türkiye'nin not etmesi gereken önemli noktalardan biri...
Eğer hükümet son analizde (lehteki ve aleyhteki görüşleri iyice değerlendirdikten sonra) Irak'a asker göndermeye karar verecekse ve eğer bu yöndeki önerisini Meclis'e sunacaksa, BM ve hatta NATO dışında başka bir formül bulmak zorundadır.
Bu, Yasemin Çongar'ın dün Washington'dan bildirdiği gibi, "Bağdat'ın daveti" (yani yeni kurulan Geçici Konsey'in çağrısı) şeklindeki bir formül olabilir. Buna şimdi Amerikalıların da aklı yatıyor. Ama bu şekilde sunulacak bir formülün de Türk kamuoyunu ve Büyük Millet Meclisi'ni ne ölçüde tatmin edeceğini sormak gerek...
Bu bakımdan Irak'a asker göndermeyi yasallaştıracak enstrümanları bulmak ve yaşama geçirmek oldukça zor olacak. Ama daha da önemlisi, asıl zorluk, asker göndermenin lehindeki ve aleyhindeki çeşitli argümanlar arasındaki seçimi yapmak ve bunun Türkiye için en iyisi olacağından emin olarak nihai kararı vermektir.