Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


GARİP görünebilir ama, Afganistan'da Taliban karşıtı güçlerin cephede kazandığı "zafer" adeta bir sorun oldu!
Kuzey İttifak'ına dahil savaşçıların başkent Kabil dahil, ülkenin stratejik bölgelerini göz kamaştırıcı bir hızla ele geçirmiş olması, herkesi şaşırttı. Henüz hafta başında, kim derdi ki Taliban güçleri bozguna uğrayacak ve birkaç gün içerisinde kontrolü kaybedip ülkenin güneyine çekilmek zorunda kalacak...
Kış, hatta Ramazan gelmeden önce Kuzey İttifak kuvvetlerinin askeri alanda kazandığı bu başarının hızı, siyasal alanda harcanan çabaları da geride bıraktı. Plana göre, ABD ve koalisyon ortakları, önce Afganistan'ın gelecekteki siyasal yapısını kuracak, sonra Kabil'in "kurtarılması" gerçekleşecekti.
Şimdi olanlar, bir nevi arabayı atların önüne koymak gibi bir şey. Kabil ve ülkenin önemli bir kısmı Kuzey İttifak'ına dahil çeşitli güçlerin kontrolünde. Ama ortada bir siyasi boşluk var. Yani merkezi bir otorite yok. Deyim yerinde ise, şimdi istim arkadan gelecek!..
* * *
ASKERİ alandaki bu şaşırtıcı olayın çeşitli nedenleri var: Bir kere ABD'nin yoğun hava bombardımanının bir hayli etkili olduğu ve Taliban'ın savunma gücünün kırıldığı açık. Bu arada Kuzey İttifakı, ABD ve diğer kaynaklardan aldığı destek ile geniş bir saldırıya geçecek güce kavuştu.
Taliban'ın direniş gücünü kaybetmesi ve önemli bölgeleri terk etmesi de şaşırtıcı. Bunu kendi resmi gerekçeleri ile ("sivillere zarar vermemek için") izah etmek olanaksız tabii. Bu, Taliban'ın düzenli bir orduya sahip olmadığını da gösterdi. Ama Taliban liderleri şimdi dağlara ve mağaralara çekilip bir gerilla savaşı planlıyor olabilirler.
Her halükarda bugünkü durum, Taliban'ın tamamen saf dışı edildiği şeklinde yorumlanmamalı. Savaş daha haftalarca veya aylarca başka şekillerde de devam edebilir.
Fakat asıl sorun, yukarıda belirttiğimiz gibi, Afganistan'da otoritenin - yani siyasal yapının - yeniden nasıl kurulacağıdır. Bu karmaşık meselenin cephede elde edilen başarıyı gölgelemesi tehlikesi de var...
* * *
BU nedenle uluslararası camia şu sırada acil bir siyasi çözüm konusunu tartışıyor. Afganistan'da yeniden siyasal yapılanmanın, çeşitli etnik grupları temsil etmesi gereği prensipte herkesçe - yani hem Afganlar, hem de Afganistan'nın geleceği ile yakından ilgili ülkeler tarafından - kabul ediliyor. Ancak, Kuzey İttifak'ını oluşturan grupların her biri gibi, "ilgili" dış ülkelerin de kendi farklı ve bazen birbirine ters düşen çıkarları ve hesapları var...
Afganistan'da çeşitli etnik grupları temsil eden geniş tabanlı dengeli bir koalisyon hükümetinin kurulması gerekir demek kolay. Zorluk, bunun ayrıntıları üzerinde mutabakat sağlayıp hızla bu yeni yapıyı kurmaktır.
* * *
TÜRKİYE bu konuda kendi katkısını getirmeye hazır olduğunu açıklamış bulunuyor. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in önceki gün Güvenlik Konseyi'ndeki konuşması, ayrıca ABD'li meslektaşı Collin Powell başta olmak üzere çeşitli yetkililerle temaslarında söyledikleri, Ankara'nın bu alanda aktif bir rol üstlenebileceğini gösteriyor.
Cem'in vurguladığı önemli bir nokta var: Türkiye Afganistan'ın gerek siyasal yapılanmasında, gerekse güvenliğinin korunmasında yer almak istiyor; ama bununla ilgili karar sürecine katılmak şartı ile... Bir diplomatın deyimi ile "başkaları karar verecek, biz katkıda bulunacağız; bu olmaz".
ABD ve BM çevreleri, şimdi bu mesajı algılamış görünüyor...