Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Aslan Güner'in önceki gece Ankara'da Gazi Orduevi'nde verdiği "geleneksel basın resepsiyonu", gazetecilerin güncel konularda TSK'nın görüşlerini alması için bir fırsat oluşturdu.
Bu konuların önemli bir kısmı, dış politika ile ilgili. Tümgeneral Aslan Güner "hoş geldiniz" konuşmasında AB ile ilişkilere kısaca değindi. Daha sonra basın mensupları ile sohbetlerinde AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nden TSK'nın savunma ihtiyaçlarına, Kıbrıs'tan Ermeni meselesine kadar, çeşitli konular üzerindeki soruları yanıtladı.
Tümgeneral Aslan'ın ve resepsiyonda ev sahipliği yapan diğer subayların gazetecilerin soru bombardımanına uğraması, kamuoyunun TSK'nın çeşitli güncel konularla ilgili görüşlerini çok merak ettiğini ve sağlıklı bilgi sahibi olmak istediğini ortaya koydu.* * *
BU konuda iki noktayı belirtmek yararlı olur sanıyoruz.
* Birincisi, medyanın daha düzenli biçimde bilgilendirilmesi ile ilgilidir. Genelkurmay'ın veya Savunma Bakanlığı'nın, kendi gerekli gördüğü hallerde yayınladığı açıklamaların dışında, örneğin geçen akşamki resepsiyonda sorulan cinsten sorulara yanıt alması kolay olmuyor.
Oysa, Genelkurmay'ın bünyesinde oluşturulacak bir "sözcülük" bölümü, bu ihtiyacı karşılayabilir. Batı'da görüldüğü gibi, sözcü düzenli brifingler düzenleyebilir; ayrıca muhabir ve yazarlara istedikleri bilgi ve değerlendirmeleri aktarabilir.
* İkinci konu, Türkiye'de çeşitli iç ve dış meselelerde "askerin görüşü"nün uyandırdığı büyük meraktır. Bu, Türkiye'nin koşullarından ve siyasal yapısından kaynaklanan bir durumdur.
Batı'da çeşitli ülke meselelerinde "askerin görüşü" bu kadar merak konusu olmayabilir ve üzerinde pek durulmayabilir. Ama Türkiye'de bu görüşün önemi ve ağırlığı vardır. Bugün Türkiye'nin karşılaştığı dış sorunların önemli bir kısmı savunma ve güvenlik stratejisi ile ilintilidir. Bu stratejinin belirlenmesinde ordunun etkin bir rol oynadığı da bir gerçektir.
* * *
TÜMGENERAL Aslan Güner'in resepsiyonun samimi havası içinde dış konularla ilgili söyledikleri, TSK'nın bu alanda belirli görüşlere sahip olduğunu ve bunları düzenli biçimde zaten Dışişleri ve hükümetle görüştüğünü gösterdi. Nitekim Güner'in "TSK herkes gibi, ilgili ortamlarda kendi görüşlerini dile getirdi" şeklindeki ifadesi, bu role işaret ediyor.
Tümgeneral Güner, TSK'nın Türkiye'nin AB ile bütünleşmesinden yana olduğunu, bunun aksinin düşünülemediğini belirtti. Sonra bunun "kayıtsız şartsız" olamayacağını vurguladı ve ülkenin üniter yapısı, demokratik ve laik ilkeleri ile ilgili tutumda değişiklik olamayacağını ekledi.
Bu sözler, Katılım Ortaklığı Belgesi konusundaki bazı "rezerv"leri yansıtıyor. Ayrıntıya girilemedi, ama bu çekincelerin hangi konular üzerinde olduğunu tahmin etmek zor değil...Tümgeneral Güner ile Fransız Senatosunun Ermeni tasarısını kabul etmesinden sonra geliştirilmekte olan "Eylem Planı"nı da konuştuk. Kendi deyişi ile her devlet bu gibi hallerde kendi olanaklarını "manivela olarak" kullanır. Yani bu durumda Türkiye, Fransa'dan bazı savunma malzemesi almaktan vazgeçebilir.
Bunda sorun, bu tür tasarıları onaylayacak her ülke ile bozuşmak riskidir. Güner bunu kabul ediyor ve bu nedenle izlenecek politikanın Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumlarla görüşülerek oluşturulacağını söylüyor. Savunma ve güvenlik boyutu olan diğer konular üzerinde olduğu gibi...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr