Sami Kohen
"TÜRK - Yunan ilişkileri çok önemli bir dönemeçte. Kimsenin tasavvur edemeyeceği bir tavır değişikliği var. Önümüzdeki birkaç gün içinde çok önemli açıklamalar bekleyin"...
Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile görüştüğü Malta'dan Roma'ya geçtikten sonra, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Onur Öymen'in ağzından duyduğumuz bu sözler, Türk - Yunan ilişkilerinde gerçekten sessizce "önemli şeyler"in meydana gelmekte olduğunu ortaya koyuyor.
Biz son iki gün yazılarımızda aldığımız duyumlara dayanarak, bunun sinyallerini yansıtmaya çalıştık.
Öymen'in Papandreu ile Malta'da yaptığı ve toplam 5 saat süren görüşmeler, artık bir "çıkış noktası"na gelindiğini gösteriyor.
"İşin ucuna geldik" diyor Öymen. Ve bu kadarını söylemekle yetiniyor. "Şu anda daha fazla konuşmamız doğru olmaz. Bu çabaları sessizce yürütmemiz gerek... Birkaç gün içinde sonuç belli olacak. O zaman resmi bir açıklama yapılacak"...
* * *
ÖYMEN, Malta'ya AB - Akdeniz Konferansı'na (Euro - Med) katılmak için gitmişti. Ama "asıl işi"nin, Yunanlı meslektaşı ile buluşmak olduğu anlaşılıyordu. Çarşamba günkü yazımızda da sıraladığımız Türk - Yunan ilişkilerindeki bir dizi "olumlu gelişme", böyle bir görüşme için gerekli ortamı hazırlamış bulunuyordu.
Çeşitli kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, Öymen - Papandreu görüşmesinde, iki ülkeyi ilgilendiren tüm sorunlar masaya yatırıldı. Bunların tek tek çözümü, ayrıca güven ortamının oluşumu için nasıl bir yöntem uygulamak ve ne yapmak gerektiği tartışıldı. "Akil adam"lardan oluşan ortak bir çalışma grubunun kurulması başta olmak üzere yapılan tespitler, varılan sonuçlar, şimdi Atina'da ve Ankara'da daha üst makamlarca ele alınıp karara bağlanacak...
Bunda önemli olan husus, her şeyden önce Öymen - Papandreu görüşmesinin gerçekleşmiş olmasıdır. Malta'da özellikle AB üyeleri bunu şaşkınlıkla ve büyük memnunlukla karşıladı. O kadar ki, dönem başkanı Van Mielo, konferansın kapanış konuşmasında, Arafat - Levy buluşmasının yanı sıra Öymen - Papandreu görüşmesini de olumlu bir gelişme olarak selamladı. Van Mielo ayrıca gazetecilere Türk - Yunan ilişkilerinde "yakında çok iyi gelişmeler bekleyin" mesajını verdi...
* * *
ÖYLE anlaşılıyor ki, Papandreu, görüşmede Yunanistan'ın geniş kapsamlı bir diyalog fikrini kabul edebileceği izlenimini verdi. Eğer bu gerçekleşirse, Atina uzun yıllardır diyalog konusunda sürdürdüğü tavrını değiştirmiş veya buna yeni bir esneklik getirmiş olacaktır.
Bu, aynı zamanda, iki tarafın da, yeni bir yaklaşımla, çeşitli meselelerini halletmek için masaya oturmak konusunda siyasi iradelerini göstermeye hazır oldukları anlamına gelecektir.
Kuşkusuz bu noktaya ne kadar yaklaşıldığını, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Öymen ve diğer Türk yetkililer, bu aşamada aşırı iyimserlik göstermemeyi yeğliyorlar.
Geçen gün de belirttiğimiz gibi, Türk - Yunan ilişkileri, yıllar boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlemiş, krizlerden sonra yumuşama belirtileri görülmüş, ama çoğu zaman bu umutlar çok geçmeden kaybolmuştur.
Bunun bu kez böyle olmaması ve bir "mutabakat beyanı" ile Türk - Yunan ilişkilerinde "yeni bir süreç"in başlatılması şansı oldukça güçlü görülüyor. Bu da her iki tarafın iç ve dış faktörlerin etkisi ile, Türk - Yunan ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak hususunda "daha kararlı" olmasından ileri geliyor.
* * *
YUNANİSTAN'ın son günlerde Türkiye'ye karşı jest üstüne jest yapmasını (dünkü Dış Haberler safamızdaki "Atina kalbimizi durduracak" başlığı çok anlamlı idi), işte bu çerçeve içinde değerlendirmek gerek. Yani Atina yavaş yavaş "güzel laflar"ı, daha inandırıcı sayılacak "yapıcı jestler" ve uygulamalarla pekiştirmek istediğini göstermeye çalışıyor.
Şimdi gelinen noktada, Türkiye ile Yunanistan arasında "tarihi uzlaşma" fırsatı doğuyor. Bu şansı, önyargılarla, aşırıcı şüphecilikle ve hele iç politika düşünceleri ile tepmemek lazım.
Bunda şimdi her iki ülkenin politikacılarına, muhalefet gruplarına ve de medyasına büyük sorumluluk düşüyor...