Yorum Diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Bulgaristan'da da 1990'ların başında, komünist rejimin sona ermesiyle birlikte köklü değişiklikler çok hızlı gerçekleşti. Todor Jivkov yönetiminde ağır baskılar altında yaşayan etnik Türk toplumu, demokrasiye geçiş sürecinde eşit hak ve özgürlüklere kavuştu.Ahmet Doğan'ın liderliğindeki Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) bu geçiş döneminde ülke siyasetinde ve demokrasi mücadelesinde öncü bir rol oynadı ve kendisini Bulgar halkına kabul ettirmeyi başardı.Halen HÖH, mecliste olduğu gibi Sosyalist Parti başkanlığındaki üçlü koalisyon hükümetinde de yer alıyor.HÖH, bu başarılarına Avrupa Parlamentosu için geçen pazar günü yapılan seçimlerde aldığı parlak bir sonuçla bir yenisini eklemiş bulunuyor.HÖH'e oy verenler arasında sadece etnik Türkler değil, diğer vatandaşlar da var. Zaten HÖH, seçmenlere Türk kökenli olmayan adaylar da sundu. Böylece bir kez daha Bulgar ulusunun bir parçası olduğunu da gösterdi. YİRMİ yıl önce, Türk adını taşımanın veya Türkçe konuşmanın yasaklandığı Bulgaristan'da, şimdi Türklerin ülkenin siyasal yaşamında faal bir rol oynayıp millet meclisine ve hatta Avrupa Parlamentosu'na seçilebileceklerini kim tahmin ederdi? Jivkov döneminde, Türkler zorla "asimile" edilmek istenmiş, bu da geri tepmişti. Demokratik düzen içinde şimdi etnik Türkler, kendi iradeleriyle, "entegre" oluyorlar.Nitekim Bulgaristan Türkleri, Bulgaristan'ı anavatan olarak sayıyorlar ve ona hizmet etmeye çalışıyorlar. Ama bu arada Türklüklerini de unutmuyorlar ve Türkiye ile bağlarını sürdürmeye de önem veriyorlar.Gerçi, Bulgaristan'da bazı ırkçı çevreler (örneğin ATİKA partisi) Türklerin böyle bir varlık göstermelerine karşı çıkıyorlar. Ama bunlar marjinal gruplardır ve pazar günkü seçimlerde de görüldüğü gibi, Türklerin siyasetteki yükselişini de engelleyecek güçte değillerdir...Benzer durumlar Fransa'dan Almanya'ya, Belçika'dan Hollanda'ya kadar diğer birçok Avrupa ülkelerinde de görülüyor.Batı Avrupa ülkelerinde, yerel veya ulusal parlamentolara seçilen Türkler, aslında göçmen ailelerinin ikinci veya üçüncü kuşağına mensup nispeten "yeni" vatandaşlar... Buna karşılık Bulgaristan'daki Türkler, yüzyıllarca o topraklarda yaşamış ve kök salmış "eski" bir toplumun mensupları... 'Entegre' oluyorlar İster Batı Avrupa'dakiler gibi "yeniler" olsun, ister Bulgaristan"dakiler gibi "eskiler" olsun, bugün artık Avrupa'daki Türkler, birçok alanlarda olduğu gibi siyasette de bir varlık gösteriyor.Geçenlerde Almanya başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde yerel veya ulusal meclislerde milletvekili olarak görev yapan 30 kadar Türk kökenli politikacı Türkiye'ye davet edilmişti. O zaman da yazdığımız gibi, artık "Avrupa siyasetinde bir Türk gücü" hissedilmeye başlıyor.AB'nin yasama organı durumundaki Avrupa Parlamentosu'nda Almanya ve Hollanda'dan Türk kökenli 4 vekil var. Şimdi bunlara Bulgaristan'dan, Türk çoğunluklu HÖH'ten bir o kadar temsilci daha ekleniyor.Bu, Türkiye'ye etkinlik kazandıran bir gelişme. İstanbul'a gelen Avrupalı Türk politikacılarla görüştüğümüzde, kendi meclislerinde Türkiye'ye ne kadar destek olduklarını öğrenmiştik. Şimdi HÖH temsilcileriyle de, AB Parlamentosu'nda "Türk sesi" daha iyi duyulabilecek. skohen@milliyet.com.tr Sayıları artıyor