Yorum İsminin açıklanmasını istemeyen Amerikalı konuşmacı, Türk akademisyenlerinin sorularını yanıtlarken de zaman zaman ABD'nin veya İsrail'in şimdiki hükümetin bazı davranışlarından rahatsızlık duyduğunu ve bunu da açıkça dile getirdiğini hatırlattı ve dolayısıyla AKP'ye körü körüne bir destek verildiği yönündeki bir algılamanın yanlış olduğunu belirtti.ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın önceki gün Senato'da söyledikleri, Washington'un bu konudaki duruşuna biraz daha açıklık getiriyor. Rice'ın ifadesince, "Bugünkü Türk hükümeti, İslam kökenli AKP tarafından yönetildiği halde, Türkiye'yi AB ile bütünleşmeye adadı... Bu hükümet halk tarafından seçildi. ABD'nin rolü, Türkiye'deki demokratik ve anayasal süreci desteklemek yönündedir"... Hafta içinde Yeditepe Üniversitesi'nde, ABD Kongresi'nde çok etkili olan bir siyasi örgütün lideri, Washington'un Türkiye'ye bakışını anlatırken, şu tespiti yaptı: "ABD için (aynı şey genelde Batı ve İsrail için de geçerli), Ankara'da iktidarda kim bulunursa bulunsun, önemli olan Türkiye ile yakın ilişkilerin sürdürülmesidir... Yani bu ilişkiler çerçevesinde AKP için bir tercih veya bir karşıtlık söz konusu olamaz". ABD'nin veya Türkiye ile ilişkilerine önem veren herhangi bir ülkenin, iktidarda hangi parti olursa olsun Ankara'daki hükümetle işbirliğini sürdürmesi doğaldır.Ancak ABD başta olmak üzere bazı Batılı ülkelerin AK Parti iktidarına karşı tutumu, Türkiye'de son haftalarda seçimler nedeniyle daha da hararetlenen "laiklik - demokrasi" tartışmalarının içine çekmiştir.Laik kesim giderek ABD'nin ve Batı'nın tutumunu, AKP'ye sempatizan olarak algılamakta ve bundan rahatsızlık duymaktadır. (Tabii muhafazakâr çevreler için böyle bir rahatsızlık söz konusu değil).Buna yol açan çeşitli nedenler var.Cumhurbaşkanı seçimlerinin gündeme getirdiği "laiklik-demokrasi" ilintisi konusunda, Batı'nın daha çok demokrasiye vurgu yaptığı, Türkiye'de geniş bir kesimde hassasiyet yaratan laiklik (veya irtica tehlikesi) sorunu üzerinde pek durmadığı görülüyor.Bu bağlamda "The Economist" dergisinin kapak konusu yaptığı Türkiye ile ilgili yazısında Türkiye'nin demokrasi ile laiklik arasındaki tercihini birinci şıkkın lehinde kullanması gerektiğini öne sürmesi Batı'daki genel eğilim hakkında bir fikir veriyor.Ünlü yazar Ferid Zakaria'nın "Newsweek"teki makalesi de Türkiye'nin İslam ile demokrasiyi ve laikliği uzlaştırabilecek neredeyse tek ülke olduğu yönündeki yaygın bir kanıyı yansıtıyor. Demokrasiye öncelik... Batı'da bu yazılanlara veya söylenenlere paralel olarak Türkiye'de laikliği hararetle savunanlar başta olmak üzere, birçok çevrede rahatsızlık, hatta kaygı yaratan diğer bir faktör de özellikle ABD'nin Türkiye'ye "ılımlı İslam" bağlamında verdiği önemdir.Bu terimi sıkça kullanan birçok Amerikalı yetkili, AKP'nin politikalarını İslam dünyasına model veya örnek olarak gösteriyor. Bu da Türkiye'de çok kimsenin Türkiye'nin laik yapısına aykırı saydığı ve Batı'nın işgüzarlığı olarak gördüğü bir nokta...Böyle hassas bir ortamda, bugünkü iktidarın lehinde ABD'den ve Avrupa'dan gelen seslerin ve demokrasiyi savunurken laiklik unsurunu geri plana iten beyanların yeni kuşkular yaratmasına şaşmamak lazım... skohen@milliyet.com.tr ...Ya laiklik?