WASHINGTON
Başbakan Bülent Ecevit'in ABD Başkanı Bill Clinton ile bugün Beyaz Saray'da yapacağı görüşme önemli olmasına önemli; ama bundan göz kamaştırıcı sonuçlar beklememek lazım.Görüşmelerin önemi, iki ülke arasındaki
"özel ilişkiler" veya
"pekiştirilmiş işbirliği"ne yeni bir ivme kazandırma olanağını vermesidir. Ele alınacak konuların çoğu, çeşitli alanlarda işbirliği ile ilgilidir.
Üst düzey bir Dışişleri yetkilisinin deyişi ile, Türk - ABD ilişkilerinin stratejik ortaklık yönündeki seyri "uzun vadeli bir süreçtir" ve Başbakan Ecevit'in bu ziyareti bu süreçte "önemli bir kilometre taşıdır." Clinton'ın kasım ayında Türkiye'yi - AGİT zirvesi vesilesi ile - ziyareti de, bunun devamını sağlayacaktır.
* * *
TÜRKİYE'nin Clinton - Ecevit görüşmesinden beklentisi nedir?* Siyasal alanda beklentisi, ABD'nin Türkiye'ye, çeşitli sorunlarına ve isteklerine destek sağlamasıdır. Bazı konularda (örneğin AB adaylığı gibi) böyle bir destek mevcuttur. Birçok bölgesel sorunlarda (Balkanlar'da ve Ortadoğu'da) iki ülke arasında uyum vardır. Buna karşılık Irak'ın geleceği konusunda politikalar farklıdır; ama Kuzey Irak'ta belirli ölçüde işbirliği havası hakimdir.
Kıbrıs sorununda ise ABD, Türk tarafını mutlaka masaya oturtmaya kararlıdır; ancak bu girişimlerini "dayatma" noktasına getirmekten de kaçınmaktadır. Nihayet gene siyasi alanda ABD, Türkiye'de demokratikleşme ve insan hakları konusundaki ilerlemeleri memnuniyetle kaydetmekte, ancak daha köklü reformlar da beklemektedir...
* * *
* EKONOMİK alanda ise durum farklı.
Türkiye'nin bir hafta öncesine göre, beklentilerini düşürdüğü seziliyor.
Açıkçası Türk tarafının Beyaz Saray'daki konuşmalara ve genelde Ecevit'in ziyaretine verdiği önem, daha çok ekonomik beklentileri ile ilgili.
Diğer bir deyişle, Türkiye açısından, öncelik ve ağırlık ekonomik konulardadır. Hele depremden sonra daha büyük sıkıntıya giren Türk ekonomisi için ABD'nin aktif desteği esas sayılmaktadır.
Doğrusu Ecevit'in ziyareti hazırlanırken, bu alanda beklentiler yüksek tutulmuş, örneğin ABD garantili tahvil önerisi ortaya atılmış (sonradan bundan vazgeçilmiş)
veya 6 milyar doları bulan arkeri yardım (FMS) borçlarının iptali isteği dile getirilmiştir. Aynı şekilde tekstil kotalarının artırılması konusunda da öne sürülen noksanların ABD tarafından karşılanamayacağı anlaşılmıştır.
Şimdi Türk yetkilileri, bu alandaki beklentilerin tam olarak gerçekleşemeyeceğini belirtiyorlar. Üst düzey bir yetkili, gazetecilerle sohbetinde
"Biz buraya para aramaya, çantamızı doldurmaya gelmedik" dediğinde, "beklentilerde bir gerileme mi" olduğu sorusu ile karşılaştı...
Belki baştaki beklentiler bilerek veya istemeyerek abartılıp yüksek tutulmuştu. Şimdi neyin mümkün olduğu veya olmadığı daha iyi anlaşılıyor. Dolayısı ile beklentiler daha makul düzeyde tutuluyor. Açıkçası tekstil kotalarından FMS borçlarının "affı" gibi konularda göz kamaştırıcı sonuçlar beklememeli. Buna karşılık Clinton IMF ve Dünya Bankası'nın yardımları (3 milyar dolar) konusunda destek sağlayabilir; hatta belki deprem için de direkt bir yardım vaat edebilir.
Beyaz Saray'daki görüşmeden bundan fazla bir sonuç beklenmiyor. Böyle bir sonuç çıkarsa, büyük sürpriz olur doğrusu...Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr