Bu iki kavramın zaman zaman çatıştığı açık. Gazetecinin becerisini kullanarak ortaya çıkardığı gerçeğin (yüzde yüz gerçek olduğu belirlendiği hallerde bile) bazen beklenmeyen, arzu edilmeyen ters sonuçlar yarattığına dair çok örnek var.O halde gazeteci, toplumu bilgilendirmeyi esas misyon sayıp,gerçek olarak saptadığı olayları açıklamalı mı, yoksa böyle bir yayının (özellikle ülkenin çıkarları açısından) ters sonuçlar verebileceğini düşünerek, bundan sakınmalı mı?Bu öteden beri demokrasilerde hararetle tartışılan bir konu. (Demokratik olmayan ülkelerin böyle bir derdi yok zaten!)...***NEWSWEEK'in 9 Mayıs tarihli sayısında yayımlana haberi duymayan yok artık. Habere göre, ABD'nin Guantanamo üssünde, Kuran'lar tuvalete atılmış...Haberin aslında Pentagon için hazırlanan bir rapora dayandığı söyleniyor. Derginin deneyimli araştırma muhabiri Michael Isakoff, güvendiği bir yetkiliyle görüşüp ondan bazı bilgiler alıyor. Isakoff haberde yetkilinin adını veremiyor, ondan sadece kaynak olarak söz ediyor.Derginin diğer deneyimli bir muhabiri, John Barry, bu haberi Pentagon'un üst düzey bir yetkilisine naklediyor ve doğruluğunu öğrenmeye çalışıyor. Ancak o yetkili bir detayı yalanlıyor (ki bu da haberden çıkarılıyor), ama haberin özü üzerinde doğrulama veya yalanlama bağlamında bir şey söylemiyor.Sonuçta Isakoff ve Barry ilk kaynağın söylediklerine de güvenerek, haberi yayımlamaya karar veriyor...***İŞİN gazetecilik yönü bu. Ama haber siyasal bir "bomba" patlatıyor...Önce Afganistan'da, sonra Pakistan'da ve diğer İslam ülkelerinde büyük infial duyuluyor, protesto gösterileri yapılıyor, çatışmalar oluyor, insanlar ölüyor veya yaralanıyor...İslam dünyasında Amerikan aleyhtarlığı yeniden alevleniyor. ABD hükümeti kendisine yakın hükümetlerin eleştirilerine ve baskılarına hedef oluyor.Başta haber yayımlandığı zaman sesini çıkarmayan ABD yönetimi bu kez Newsweek'i suçluyor, böyle bir olayın cereyan etmediğini bildiriyor.Kopan fırtına Newsweek'i geri adım atmaya ve özür dilemeye zorluyor. Ancak derginin genel yayın müdürünün bu konuda yaptığı açıklamada, haberin herhangi bir yerinde bir hata yapılmış olabileceği belirtilmekle beraber, bunun "yol açtığı şiddet olaylarında kurban gidenler"den özür dileniyor...***KONUYU tekrar gazetecilik açısından ele alırsak, Newsweek'in yaptığı doğru mu?Yukarıda adlarını verdiğimiz muhabirler, "kulaktan dolma" haber yazacak gazeteciler değil. Bununla beraber verdikleri haber yalansa, bu o gazetecilerin ve derginin büyük suçu. Son olarak "New York Times" ve "USA Today" gazeteleri gerçek dışı haber yazan muhabirlerini kovmuştur. "New York Times" bundan sonra "isimsiz kaynak" veren haberleri artık yayımlamamaya karar vermiştir.Ama haber doğru ise? İşte esas tartışma konusu bu. Gazeteci, eline geçirdiği "bomba haber"i, bunun toplum veya ülke çıkarları açısından gerçek bir "bomba" etkisi yapacağını bile bile, yayımlamalı mı? Bazı hallerde böyle bir haberin gerçekleri ve esas sorumluları ortaya çıkarması ve yanlış politikaların düzeltilmesine yardımcı olması açısından yararlı da olmuyor mu?Evet, bu konu daha çok tartışılacak. Tartışma da suskunluktan daha iyi... skohen@milliyet.com.tr NEWSWEEK'in "bomba haber"i, medyanın "misyonu" ve "sorumluluğu" ile ilgili eski bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi.