Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Saddamın Kuveytteki "saltanatı" çok sürmedi. Şubat 1991de ABD, Kuveytin işgaline son vermek üzere askeri bir harekât başlattı ve bu eylem Irak ordusunun kendi toprakları içinde yenilmesi ile noktalandı. Ne var ki, Saddam bu hezimete rağmen koltuğunu koruyabildi ve müteakip yıllarda ABDye ve bütün dünyaya açıkça meydan okuyabildi.Kuveytin işgalini izleyen Körfez Savaşından bunca yıl sonra, şimdi yeni bir "rövanş"ın sesleri geliyor. Başkan George W. Bush, babasının yarım bıraktığı işi tamamlamak istiyor. Yani Saddamı - hem de askeri yoldan - saf dışı etmeyi planlıyor.Ancak, şu sırada "askeri seçeneğin", yani yeni bir Körfez savaşının Irakı hizaya getirmek için en doğru yol olup olmadığı Washingtonda ve ilgili tüm dünya başkentlerinde enine boyuna tartışılıyor.* * *ABDnin Iraka savaş açtığı zaman mantıklı bir gerekçesi vardı: Kuveytin işgaline son vermek şarttı. Nitekim BM de, o zaman baba Busha müdahale etmesi için gereken yetkiyi verdi. ABD Kuveyti "kurtarmak" için aralarında Suriye, Mısır gibi Arap ülkelerinin de dahil olduğu bir "koalisyon" kurdu. Bu operasyon elbirliği ile gerçekleştirildi.Şimdiki durum ise çok farklı. Ortada bir "tecavüz" veya "işgal" yok. Eğer ABD Irakı vuracaksa, bu ilk kez herhangi bir saldırı olmadan, sadece "önleyici" bir amaçla yapılacak bir askeri harekât olacak. Bush yönetimi bunun için BMden bir karar çıkartmak ve yetki almak gereğini (en azından şimdilik) duymuyor. Üstelik bu kez, bir "koalisyon" da kurulamıyor. Aksine Körfez Savaşında ABDye destek veren Arap ve Batı Avrupa ülkeleri (İngiltere dışında) askeri bir müdahaleye karşı çıkıyor.Bush yönetimi böyle bir yalnızlık içinde, "tek yanlı" bir kararla Iraka saldırır mı?* * *SON günlerde Washingtonda da askeri opsiyonun aleyhinde seslerin yükselmeye başladığı görülüyor. Örneğin Senatodaki tartışmalar sırasında, ABDnin şimdiki farklı şartlar içinde Körfezde yeni bir savaşa girişmesinin çok riskli ve sakıncalı olacağı görüşü epey güç kazandı.Kuşkusuz ABDde Saddamın mutlaka bir an önce gitmesi gerektiği konusunda çok yaygın bir eğilim var. Aslında bu duyguyu Batı, hatta Arap ülkelerinde de paylaşanların sayısı hiç de az değil. Irak diktatörünün halkının yaşam koşullarını düzelteceği yerde, dünyaya kafa tutarak kitle imha silahlarını gizlice elde etmeye ve veya üretmeye kalkışması, ciddi bir tehdit sayılıyor.Ama bu tehdidi ortadan kaldırmanın yolu nedir? Bush yönetimindeki "şahinler"in buna yanıtı "savaş"tır. Fakat ABDde de herkes bu görüşte değil. Nitekim Amerikan basınına da yansıyan karşıt düşünceye göre, ABD diğer ülkelerle el ele vererek, "savaş dışı yollardan" bu işi halletmelidir. Senatodaki tartışmalar sırasında Senatör John Kerrynin deyişi ile "ABD, Soğuk Savaş sırasında, Sovyetlerle, mevcut tehdide rağmen, 50 yıl yaşamasını bildi. Şimdi de Saddamı tecrit ederek, aynı tutumu sürdürebilir"...* * *SON haftalarda söylenen şu idi ki, Bush yönetimi Irakı vurmak konusunda "kararlı"; ama vuracağı "tarih" ve bunun "şekli" belli değil. Ancak şimdi, Amerikan toplumunda, "vurmak veya vurmamak" konusunda dahi tereddüt var. Ve bu, herhalde yönetimi askeri bir operasyon için kararını vermeden "iki kere düşünmeye" sevk edecek. Kasım ayında Kongre seçimlerinin yapılacağı da göz önüne alınırsa, "Economist"in dün belirttiği gibi kararın kesin olarak belirlenmesinin 2003 yılına sarkması mümkün.Doğru ise, rahatlatıcı... skohen@milliyet.com.tr Bundan tam 12 yıl önce (2 Ağustos 1990da) Irak kuvvetleri komşu Kuveyte giriyor, üç hafta sonra da Saddam Hüseyin bu ülkeyi Irakın 19. vilayeti ilan ediyordu.