Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum l Birincisi: Blair'in gidişi, Türkiye için ciddi bir kayıp. Kendisi gerçekten bir "Türk dostu" idi. Bunu her fırsatta gösterdi. Bu da Türkiye'ye jeostratejik konumu ve bölgede oynayabileceği rol nedeniyle verdiği önemden kaynaklanıyor. Blair'in son dönemde Türkiye'nin AB üyeliğine aktif desteği unutulmayacaktır.Ne yazık ki onun görevinden ayrılmasıyla, yakın bir geçmişe kadar AB'de Türkiye'ye sahip çıkan Avrupalı liderlerin (Almanya'da Schröder, İtalya'da Berlusconi, Fransa'da Chirac gibi) sayısı artık iyice azalmış bulunuyor. Neyse ki Blair'in yerine geçmesi beklenen Gordon Brown'un aynı tutumu sürdürmesi umudu var...l İkincisi: Blair'in çekilme şekli, tüm politikacıları düşünmeye sevk etmesi gereken bir örnek. Blair bu kararı zorlayıcı veya dayatmacı herhangi bir davranış sonunda değil, kamuoyunda artık eski desteğini kaybettiğini sezmesi üzerine vermiştir. Daha seçimlere bir yıl var. İsteseydi, koltuğunda kalmakta ısrar edebilirdi. Ama çekilme zamanını bizzat seçti. Kendisini daha fazla yıpratmadan ve de ülkesini daha zora sokmadan... İNGİLTERE Başbakanı Tony Blair'in İşçi Partisi liderliğinden ve 10 yıldan beri sürdürdüğü başbakanlık görevinden çekilme kararını önce bizi ilgilendiren iki yönüyle ele alalım: Blair'in iyi mi kötü mü bir Başbakan olduğu -İngiltere'de ve dünyada- daha çok tartışılacak tabii.Bu konuda İngilizlerin bölünmüş olması da normal. Ama ne ilginçtir ki onun bir an önce çekilmesini isteyenler dahi, -son anketlere göre- kendisini karizmatik, sevimli ve dürüst buluyorlar.Açıkçası, Blair'in başını yiyen olay, Irak savaşıdır. Eğer İngiltere Bush yönetiminin dümen suyundan gidip bu savaşa katılmasaydı İngiliz liderine karşı tırmanan tepki ve baskılar, bu noktaya ulaşmazdı.Belki başka hususlarda da Blair hükümetine karşı şikâyetler, eleştiriler ve düş kırıklıkları olacaktı. Ne de olsa, bu Blair'in üçüncü dönemi. Her demokratik ülkede iktidardakiler 10 yılda yıpranabilirler. (İngiltere'de de çok görülen bir durum)...Ancak Blair'in bu zaman zarfında kaydettiği önemli başarılar da var.l İçeride: Ekonomide diğer birçok Avrupa ülkesini sollayan bir büyüme gerçekleşti. Sağlık ve eğitim hizmetlerinin standartları yükseldi... 7 Temmuz saldırısına rağmen, kamu düzeni fazla zorlamalara gidilmeden sağlanabildi. Blair özellikle ülkedeki Müslümanlarla iyi bir diyalog kurdu ve dinlerarası yakınlaşma yönünde ileri adımlar attı.l Dışarıda: Blair'in en önemli başarısı, Kuzey İrlanda sorununu çözmesidir. Bunda gerçekten liderlik nitelikleri (ve cesareti) açıkça belli oldu... Başbakan Sierra Leone'de ve Kosova'da çatışmaların sona ermesinde, Afrika'ya insancıl yardımların yapılmasında, küresel ısınmaya karşı yeni stratejilerin oluşturulmasında öncülük yaptı. Irak işi olmasaydı... Tony Blair İngilizler ve dünya tarafından bu saydıklarımızdan daha çok hangileriyle hatırlanacak?Belki şu anda -devam eden bir trajedi olduğu için- Irak fiyaskosu ağır basacak. Blair de dünkü veda konuşmasında bunun farkın olduğunu hissettirdi.Ama Blair'in başarılı işlerinin arasında, parti, ülke ve dünya meselelerinde gösterdiği yenilikçi, değişimci ve yönlendirici nitelikleri de herhalde unutulmayacaktır.CNN'de Christiane Amanpour'un belirttiği gibi, "Tarih herhalde Irak'ın dışında, Blair için söyleyecek iyi şeyler de bulacaktır"... skohen@milliyet.com.tr Nasıl anılacak?