Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Dış basın, bu konudaki son gelişmeleri -bu arada Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün adaylığıyla ilgili haberleri- aktarırken, sürekli olarak bunun yeni seçilen TBMM için ve daha genel tabiriyle "gelişen Türk demokrasisi" için bir "sınav" olacağını belirtiyor.Analistlere göre, Meclis'in yeni şekli, aslında cumhurbaşkanı seçiminde yeni bir krizin ortaya çıkmamasını sağlıyor. Eğer Gül gene adaylığını koyacaksa, MHP'nin de tavrını açıklamasından sonra, ilk turda aranan 367'lik çoğunluğu sağlaması mümkün. Yani bu adaylığın, bundan önceki Meclis'te uğradığı akıbet tekrarlanmayabilir.İşte bu noktada yabancı basındaki haber ve yorumlarda, sorulan soru, "askerin ne yapacağı"dır. Genelkurmay geçen seferki gibi tavrını açıkça ortaya koyarak Gül'ün seçilmesini önlemeye çalışır mı? Böyle bir müdahale nasıl bir sonuç verir?.. TÜRKİYE'deki seçim sonuçlarının yabancı diplomatik ve basın çevrelerinde nasıl değerlendirildiğine ilişkin analizlerimize devam ediyoruz. Bu kez, onların gündeminde de cumhurbaşkanı seçimi "sorunu" var. Dış çevrelerde yapılan yorumlara bakılırsa, son seçimlerle iyi bir sınav vermiş olan Türk demokrasisi, "askerin siyasete açıkça karışması" halinde, ciddi bir yara alacaktır.Bu konuda Batı'nın geçen nisan ayında Genelkurmay'ın "e-muhtırası" ile ortaya çıkan durum karşısında sergilediği açık tutum hatırlatılıyor. Olaydan hemen sonra AB Komisyonu ve Birliğe dahil birçok üye ülke, buna sert bir tepki göstermişti. Ardından ABD de hoşnutsuzluğunu ve kaygılarını resmen dile getirmişti.Batılı diplomatlar "demokrasiyle ilgili bu temel tutumun devam ettiğini" söylüyorlar. Bir analist de bu kez Türkiye'de şartların daha da farklı olduğunu, AKP'nin seçimlerde daha geniş destek gördüğünü, Meclis kompozisyonunun da yeni parti veya grupların katılımıyla daha "temsili" hale geldiğini belirtiyor.Bu durumda dış basında "askerin ne yapacağı" konusunda çeşitli tahminler ileri sürülüyor. Alman "Suddeutsche Zeitung"a göre, bu yeni şartlarda "Ordunun toplumun merkezinden destek gören bir partiyi devirmeye kalkışması düşünülemez"... İngiliz "The Guardian" gazetesinde yorumcu Maureen Freely, "Askerin bir darbe yapma lüksü yoktur" diyor.Buna karşılık bazı yorumcular, Gül'ün adaylığında ısrar etmesinin, Meclis'te değilse bile, "asker ile sivil yönetim arasında" yeniden gerginliklere yol açabileceğini düşünüyorlar. ABD'deki "Jamestown Vakfı" analistlerinden Gareth Jenkins, internet sitesinde yayımlanan makalesinde, Genelkurmay'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bu yeni aşamasında "düşük profil" göstermeyi tercih edeceğini ve bu meselenin Meclis'te halledilmesini bekleyeceğini belirtiyor, ancak şunları da ekliyor, "Unutulmamalı ki Türk ordusu için, laikliği korumak, diğer birçok faktörün önünde gelen kutsal bir görevdir. Bu bakımdan askerlerin AKP'nin uzun vadeli niyetleri konusundaki kuşkuları, bu alçak profilin fazla devam etmemesine yol açabilir"... Asker ne der? Siyasi analistlerin bu doğrultudaki yorumları, yabancı finans çevrelerinin de değerlendirmeleriyle örtüşüyor. Örneğin "Lehman Brothers"in yayımladığı bir analizde, Gül'ün olası adaylığının piyasalara nasıl yansıyabileceği şu cümlelerle ifade ediliyor: "Fazla endişeli değiliz. Cumhurbaşkanlığı süreci zaman alacaktır ve Gül de, bir konsensüs sağlamaya çalışacaktır. Böyle bir konsensüs sağlanabilirse, askerin kısa vadede müdahale edeceğini sanmıyoruz; ancak orta vadede siyasi riskler artabilir"...Kısacası, dış dünyada da şimdi medya yorumcusundan diplomatına ve yatırımcısına kadar, herkesin gözü Çankaya ile ilgili senaryolarda... skohen@milliyet.com.tr Borsa ne yapar?