Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Günlerdir "dış konuların en sıcağı" olan Kosova'yı yazıyoruz. Şimdi de "iç konuların en sıcağı" olan seçimlerin "dış boyutları"nı ele alalım.
Seçim kampanyası başlayalı, siyasi partilerin liderleri (politikaya atılan iki eski diplomat dışında) konuşmalarında dış politikaya pek değinmediler. Yarın inceleyeceğimiz parti programlarında da (bir ikisi dışında) dış sorunlara pek az yer ayrıldı ve pek az yeni görüş ifade edildi.
Açıkçası, bundan önceki seçim kampanyaları ile kıyasladığımız zaman, bu kez dış politikanın tamamen pas geçildiğini görüyoruz.
* * *
NEDEN? Herhalde Türkiye'nin şu sırada eskisine oranla daha az dış sorunla karşılaştığı için değil. Aksine, geçen seçimlerden bu yana, eski meselelere yenileri de eklendi.
Kaldı ki, şu sırada tüm dünyanın meşgul olduğu - Türkiye'yi de çok yakından ilgilendiren - bir de Kosova sorunu var. Biz bu seçim kampanyasında parti liderlerinden Türkiye'nin bu konu ile ilgili politikası hakkında bir laf duymadık...
Aslında bu seçim kampanyasında parti liderlerinin, siyasal ve ekonomik reformlardan çevre, sağlık, eğitim, kültür gibi "ciddi konular"ı doğru dürüst tartıştığını da görmedik...
Bunun yerine liderler bol bol kişisel duygularını yansıtan ağız kavgalarına giriştiler...
Bazısı bunun alkış topladığını, "reyting" yaptığını, hatta oy kazandırdığını düşünebilir...
Gerçekten oy toplar mı? Bunu, sandıktan çıkacak sonuçtan anlayacağız...
* * *
SEÇİM sonrası dönemde Türkiye'nin dış politikası ne olur?
Tabii bunun cevabı, seçim sonucuna göre, nasıl bir koalisyon hükümetinin kurulacağına bağlı.
Ancak şimdiden şu iki tespiti yapmak mümkün.
* Birincisi, yeni dönemde, "Ecevit faktörü"nün ağır basacağıdır. Diğer bir deyişle, Ecevit ister başbakan, ister başbakan yardımcısı olsun (Anasol iktidarında olduğu gibi), dış politikada onun etkinliği hissedilecektir.
* İkincisi, iktidara kim gelirse gelsin, yeni dönemde dış politikanın temelde değişmeyeceğidir. Türk dış politikasının ana ilkeleri, yönü ve hedefleri bellidir. Bunların değişmesi de ne gereklidir, ne de söz konusudur. Bu artık milletin ve devletin bir politikası olmuştur (Böyle olduğu Refahyol iktidarı sırasında da görülmüştü). Dolayısı ile yeni iktidar da dış politikayı, aynı devamlılık içinde (tabii bazı üslup ve yaklaşım farkları olabilir) yürütecektir...
* * *
YENİ hükümet kurulduğu zaman, oldukça uzun bir dış sorunlar listesi ile karşılaşacaktır. Bunların bir kısmına, ivedi nitelikleri nedeni ile, diğer iç meselelerle beraber, öncelik vermek gerekecektir.
Nedir bu ivedi meseleler?
* Kosova ve daha geniş çerçevede Balkan politikası. Savaşın uzaması veya yayılmasının yaratabileceği sıkıntılar...
* Öcalan davasının yol açacabileceği dış tepkiler ve bunun çeşitli ülkelerle ilişkilere yansıması...
* Yunanistan'la (Öcalan olayından sonra daha da derinleşen) uyuşmazlık ve yeni gerginlik olasılıkları...
Bu öncelikli konulara tabii Kıbrıs sorununu, AB ile ilişkilerin geleceğini, Bakü - Ceyhan boru hattının akıbetini, Kafkasya, Ortadoğu vs. politikalarını da eklemek gerek.
Bunlar hep üzerinde iyice kafa yormayı ve tartışmayı gerektiren konular. Seçim kampanyasında bu pek yapılmadı. Umarız seçim sonrası dönemde yapılır...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr