Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kafkasya'daki kargaşa, Türkiye'nin dış siyasetinde halen sıkıntı yaratan sorunlar arasında yer alıyor.
Ankara, Rusya'nın Çeçenistan ve Dağıstan ile çatışması karşısında, bir dizi faktörü dikkate alarak dengeli ve mesafeli bir politika izlemeye özen gösteriyor.
Bu faktörleri şöyle özetleyebiliriz:
* Türkiye ilke olarak, ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini savunuyor. Bu Rusya Federasyonu için de öyledir. (Yugoslavya için de öyle olmuştur). Bu nedenle Ankara, ayrılıkçı hareketlere sıcak bakmıyor. Türkiye bu prensibin arkasında durmayı, kendi durumu nedeni ile de, zorunlu görüyor...
* Türkiye, gene ilke olarak, şiddete ve terörizme karşıdır. Bu konudaki kararlı tavrında, bizzat karşılaştığı sorunun da önemli payı vardır. Dolayısı ile, Ankara, başka ülkelerde (buna Rusya'ya bağlı bölgeler de dahil) terör eylemlerini onaylamamak durumundadır.
* İlke yönünden önem taşıyan bu iki hususun yanı sıra, pratik yönden ağırlığı olan iki faktör daha var:
Bunlardan biri, Türkiye'de başta Çeçenler ve Dağıstanlılar olmak üzere, Kafkasya'daki özerk bölgelerde yaşayan halklara karşı, etnik, dinsel, kültürel vs. nedenlerle beslenen sempatidir. Türkiye'de yaşayan Kafkas kökenli vatandaşların, bu konudaki duyarlılığı ve etkinliği de biliniyor...
Diğer faktör ise, Rusya ile ilişkiler ve bu ülke ile olan ortak çıkarlar ile ilgili. Ankara, Kafkasya'daki ayaklanma karşısında, Moskova'yı kışkırtacak ve onun da karşı hareketlerine yol açacak bir tavır almaktan kaçınmak zorundadır...
* * *
KAFKASYA'daki durumun kompleks oluşu, Türkiye'yi daha da temkinli bir politika izlemeye sevkediyor.
Dün de belirttiğimiz gibi, bölgede olup bitenler, bir kavram kargaşası yaratıyor.
Rusların "haydut" dediği insanlar, Çeçenlerin çoğunun gözünde "mücahit". Ruslar şiddet eylemlerine başvuran militanları "İslamcı teröristler" olarak nitelendiriyor, ama Kremlin yöneticileri Çeçen ve diğer İslam ülkelerinden gelen militanların şeriatçı niteliği üzerinde fazla durmamayı yeğliyor... Suudi Arabistan ve Afganistan gibi ülkeler eylemcileri desteklerken, İran ve çoğu Arap ülkesi, bu harekete karşı çıkıyorlar... Aslında bölgede de, Çeçenlerle komşuları (Dağıstan dahil) arasında tam bir uyum yok... Nihayet Çeçenistan Cumhurbaşkanı Aslan Maşadov ile eylemcilerin başındaki Şamil Basayev'in arası açık...
Bu karmaşa, Ankara'nın da "düz çizgili" bir politika islemesini güçleştiriyor. Türk diplomasisi, kendisini fazla angaje etmeyen, ilkelere uygun, ama dengeli bir politika izlemeyi yeğliyor.
* * *
TÜRKİYE'nin bu konuda net olarak ortaya koyduğu tavır, bu sorunun karşılıklı olarak şiddete ve zora başvurularak değil, diyalog ile çözümlenmesi ve çatışmalara son verilip masaya oturulması yönündedir.
Bunun aksi, çatışmaları tırmandıracak, kapanması imkansız derin yaralar açacak, bütün Kafkasya'da istikrarsızlık yaratacaktır.
Türk yetkilileri, her fırsatta taraflara bu mesajı veriyor. Başbakan Ecevit'in yakında Rusya ziyaretinde bunu tekrarlaması bekleniyor. Kafkasya'da bir an önce barış ve huzurun egemen olması, Türkiye'yi sıkıntılı durumdan kurtaracak ve dış ilişkilerinde de rahatlatacaktır...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr