Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Dış dünyanın Türkiye'nin iç politikasıyla bu kadar ilgilenmesi, ilginç...Türkiye'deki cumhurbaşkanı seçimi yabancı medyada neredeyse bu hafta sonu noktalanacak olan Fransız seçimlerinin önüne geçmiş durumda!Nedir bu kadar ilginin sebebi?Bunun çeşitli nedenleri var. Türkiye artık dünyanın -ve dış basının- çok yakından izlediği bir ülke. Geçmişte böyle bir ilgi yoktu. Yabancı gazetelerin çoğu, Türkiye'de özel muhabir bulundurmak gereğini görmüyordu. Bugün Türkiye, yabancı basın için "öncelikli haber değeri" taşıyan ve ilk elden izlenmesi gereği duyulan bir ülke. TÜRKİYE'deki siyasal gelişmeler, günlerden beri dünya basınında birinci sayfalarda, hatta manşetlerde yer alıyor. Uluslararası TV kanallarında da çoğu zaman birinci veya ikinci haber. Bunun da çeşitli nedenleri var. Türkiye dünyayı açıldığı gibi, dünya da Türkiye'ye açıldı. Türkiye Avrupa'dan Körfez ülkelerine, Japonya'dan Kanada'ya kadar, finans ve ticaret çevrelerinin merceği altında. Çünkü hatırı sayılır yatırımlar ve ekonomik bağlantılar söz konusu.Bunun yanı sıra turizm de pek çok dış ülkede Türkiye'ye ilginin artmasına neden oluyor. Türkiye'yi görenler ve tanıyanlar, ülkede olup bitenleri merak ediyor artık.Türkiye'nin stratejik önemi ve izlediği politikalar da dikkatlerin bu tarafa çevrilmesine yol açıyor. AB ile üyelik sürecindeki gelişmeler, Avrupalıların dikkatlerini toplayan başlıca konulardan biri haline geldi. Türkiye'ye karşı olanlar kadar destek verenler de Türkiye'nin ne yaptığını, ne tarafa gitmekte olduğunu öğrenmek istiyor.Benzer bir durum, kendi açılarından Türkiye'deki iç ve dış (veya ekonomik) olayları yakından izleyen Amerikalılar, Arap ve İslam dünyası ve diğer birçok ülkeler için de geçerlidir.Ama bütün bunların yanı sıra, gözlerin şu sırada Ankara'daki siyasal gelişmeler üzerinde odaklanmış olmasının önemli bir sebebi daha var. O da, cumhurbaşkanı seçimleri vesilesiyle, gündeme gelen laiklik ve demokrasi tartışmasıyla ilgili.Gerek Batı'da gerek İslam dünyasında bu konu, Türkiye'deki son durumun ışığı altında inceleniyor. Dünya Türkiye'ye açıldı Dünkü BBC'nin internet sitesi, okurlarının (veya dinleyicilerinin) görüşlerine yer verdiği "Have Your Say" başlıklı sayfasında dünyanın çeşitli yerlerinden gelen mektuplarla doldu. Konu "Laiklik ve İslam Türkiye'de bağdaşabilir mi?" başlığı altında sunuldu.Yayımlanan mektuplarda lehte ve aleyhte görüşler ve savlar öne sürülüyor. Ancak birçoğunda Türkiye'nin halen bu konuda bir sınav vermekte olduğu ve Türkiye'nin deneyiminin dikkatle izlenmesi gerektiği de belirtiliyor.Bu bağlamda, hafta başında "Financial Times" gazetesinde köşe yazarı Gideon Rachan'ın bir yazısı da dikkat çekici. Yazar analizinin başında Türkiye'de şu sırada olanları, "laiklik ile demokrasi arasındaki savaş" olarak değerlendiriyor ve çeşitli argümanları hatırlattıktan sonra şu sonuca varıyor, "Laiklik ile demokrasi bağdaştırılabilir. Türkiye'deki laikler endişelerini seslendirmekte haklıdırlar, yeter ki yasaları çiğnemesinler veya bir askeri darbe olmasın... Aynı şekilde dindar bir Müslüman cumhurbaşkanı olmasına imkân verilebilmeli. Yeter ki diğer vatandaşların -türban giymek istemeyen kadınların dahil- meşru ve demokratik haklarını çiğnemesin"...Tabii bütün mesele "yeter ki..." diye ifade edilen koşulun yerine getirilmesinde... skohen@milliyet.com.tr Laik ve demokratik...