Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BUSH ne demek istedi?
ABD Başkanı'nın önceki gün yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında yer alan bir cümle, Ankara'da "manidar" bulundu ve hatta kaygı ile karşılandı.
Cümle şu: "Irak'ın kuzeyi genellikle istikrarlı ve yeniden imara ve kendisini yönetmeye doğru ilerliyor"...
Bush'un 15 dakikalık konuşmasında Ankara'yı esas kuşkulandıran, "kendisini yönetme" (İngilizcesi "self - government") sözcüğüdür.
Daha önce ABD yöneticilerinden pek duyulmayan bu terim acaba şimdi Başkan Bush tarafından ne anlamda ve hangi amaçla kullanıldı? Bu Washington'un politikasında Kürtlere ayrı bir yönetim hakkının tanınması (yani bağımsızlık yolunun açılması) yönünde bir değişiklik mi ifade ediyor?
***
BU konuda açıklama talep eden Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerine Amerikan diplomatlarının verdiği yanıt, ABD'nin Irak'ın toprak bütünlüğünü esas alan politikasında kesinlikle değişiklik olmadığı ve Bush'un kullandığı o cümlenin de Kürtlere merkezi otoriteden kopuk ayrı bir öz yönetim hakkı verileceği gibi algılanmaması gerektiği şeklindedir.
Bir Amerikan diplomatının deyişi ile Bush konuşmasında Irak'ın bazı bölgelerinde (aynı paragrafta Kuzey'den sonra Güney bölgesinden de söz ediliyor) kaydedilen ilerlemelere değinmek istemiş, bir başka bölümünde de "Irak halkının kendisini yönetmesi kabiliyeti"ni vurgulamıştır. Dolayısı ile Amerikan resmi ağızları Türkiye'nin ABD'nin stratejisinden ve niyetlerinden şüphe duyması için bir neden bulunmadığını söylüyorlar...
***
BUSH'un Kuzey Irak'la ilgili cümlesi, her şeye rağmen bir süreden beri gelişen bir realiteyi de ortaya koyuyor. Türkiye'nin bu gerçeği hatırlatan her yeni demeç karşısında kızıp veya telaşlanıp tepki göstermesi yerine, daha uzun vadeli yeni stratejiler oluşturması gerekiyor.
Irak Savaşı, aslında Körfez Savaşı'ndan sonra oluşan Kuzey Irak'taki Kürt siyasi varlığını öne çıkardı. Barzani - Talabani ikilisi ABD'ye sağladığı destek sonucunda, Bush yönetiminin doğal müttefiki durumuna geldi. Bu onlara yeni oluşmakta olan geçici Irak yönetiminde de söz sahibi olma olanağını sağladı.
Irak'ta savaş sonrası durum (ve Bush'un son konuşması) ABD'nin burada uzunca bir süre kalacağını gösteriyor. Diğer bir realite de, Irak'ın gelecekteki yönetim sisteminin federal temellere oturacağı, Kuzey dahil bazı bölgelerin - Irak'ın bütünlüğü içinde de olsa - belirli ölçüde özerkliğe kavuşacağıdır.
Gidişat açıkçası bu yönde görünüyor. Türk diplomasisi Irak ve bu arada Kuzey Irak ile ilgili politikasını da yeni koşullara göre ayarlamak durumundadır. Bu her şeyden önce pratik değerini yitiren bazı eski kalıplaşmış kavramların - ve "kırmızı hatlar"ın - yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor. Artık tepkisel politikalar yerine yaratıcı ve atılımcı stratejiler oluşturmak zamanı gelmiştir...