Ha Türkiye, Ha Arjantin!..BUENOS AİRESArjantin de, Türkiye gibi, mali krizi atlatma ve ekonomisini toparlama yolunda...
Bu yol, "dışarıdan ivedi yardım" sağlamaktan, içeride de "radikal bir önlem paketini" uygulamaktan geçiyor.
Arjantin, son 48 saat içinde bu yolda önemli adımlar atmış bulunuyor.
Dolayısı ile Buenos Aires'te şimdi nispi bir rahatlama ve gelecek için - ihtiyatlı da olsa - daha iyimser bir hava hakim.
Arjantin hükümeti, günlerden beri sürdürdüğü müzakerelerden sonra, IMF ve Dünya Bankası başta olmak üzere, çeşitli dış finans kaynaklarından, acil ihtiyacı olan 20 milyar dolarlık desteği garantilemiş bulunuyor. Varılan mutabakatın önemli yönü de, bu yardımın 2001 yılında sadece dış borç ödemeleri için değil, aynı zamanda altyapı yatırımları ve eğitim gibi hizmetlerin geliştirilmesi alanında da kullanılabilecek olmasıdır. Başkan Fernando de la Rua yönetimi, böylece hem son krizi atlatmak, hem de ekonomiyi toparlamaya ve kalkındırmaya yönelik programını hayata geçirmek olanağını bulacak.
* * *
NİTEKİM önce gün (perşembe) dış yardımlarla ilgili mutabakatın açıklanması ile birlikte, Senato da 2001 yılında uygulanacak ekonomik önlemler paketini de onayladı.
IMF'nin koştuğu bazı şartlara göre hazırlanan bu programın, sadece iktidar partilerinin (Arjantin'de halen sol ağırlıklı bir "Allianze", yani "ittifak" koalisyonu iş başındadır)
değil, muhalefetteki Peroncuların (PJ) da desteği ile kabul edilmesi, önemli bir gelişme. Gerçekten bu kez muhalif senatörler, durumun "bencil siyasi davranışlar yerine, ulusal birlik içinde hareket etmeyi gerektirdiğini" söylemekle, bir olgunluk ve gerçekçilik örneği sergilediler.
Başkan de la Rua'ya gelince, onun sol partisi ve "ittifak" ortakları da, ideolojiden çok pragmatik düşüncelerle hareket etmek zorunluğunu duyuyorlar. Buradaki gözlemciler, de la Rua'nın aynen selefi Menem'in "neoliberal" politikalarını uygulamaya devam ettiğini belirtiyorlar. 2001'de yürürlüğe girecek olan program hep bu liberal çizgiyi izleyecek. Bu, gerek de la Rua'nın partisinde gerek koalisyon ortağı solcu Frepaso'da ve gerekse işçi ve memur çevrelerinde hoşnutsuzluk ve düş kırıklığı yaratıyor. Ancak, iktidardaki yetkililer ve bürokratlar
"bu program uygulanmazsa ve dış mali destek sağlanmazsa, Arjantin darboğazdan kurtulmak şöyle dursun, büsbütün ekonomik bir çöküntüye sürüklenir" diyorlar...
* * *
ARJANTİN'in en önemli düşünce kuruluşu CARİ (Arjantin Uluslararası İlişkiler Konseyi) yöneticilerinden Antonio Estrany Gendre ile yaptığımız söyleşide, Arjantin ile Türkiye'deki durumu kıyaslamak olanağını bulduk.
Kabul etmeli ki bazı hususlarda Arjantin'in durumu daha iyi.
Örneğin enflasyon hiç yok (sıfırın altında).
Dolara bire bir esası üzerinde bağlı olan peso, gayet sağlam. İhracatta artış var. Verimlilik oranı yüksek. Özelleştirme programı hızla uygulandı ve nerede ise tamamlandı (otoyollardan havaalanlarına, telekomünikasyondan elektrik ve yakıta kadar)...
Ama işsizlik artıyor (resmi rakamlara göre yüzde 15, gerçekte daha da yüksek).
Piyasa çok durgun (tasfiyeler, iflaslar aldı yürüdü).
Ücretler artacağına düşüyor...
Ne var ki, Antonio Estrany'nin dediği gibi, Arjantin'in (Türkiye gibi) doğası ve insanı ile,
"istikbal vaat eden büyük bir potansiyeli" var. Dış çevreler bunun farkında ki, bu sıkıntılı anlarda "yardım elini" uzatıyorlar.
Şöyle diyor Estrany: "Bizim millet, ya çok iyimser, ya çok kötümser oluyor. Şu sırada bir kötümserlik hakim. Oysa bu zor dönem atlatılacak. Felaket tellallığı yapmaya gerek yok. Halkın psikolojisi (morali) düzelirse, daha çabuk selamete erişeceğiz..."
Estrany bunları söylerken, sadece Arjantin'i değil, sanki Türkiye'yi de kastediyordu!..