Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fransızların sonuçta AB Anayasası'nı reddedecekleri varsayımından hareket ederek, şimdiden bir dizi soru akla geliyor: Neden "hayır" veya kime, neye karşı "hayır"?.. Bu sonuç AB'yi ne kadar sarsar?.. Birlik bölünür, hatta dağılır mı?.. Bu durum Türkiye'nin üyelik perspektifini nasıl etkiler?..* * *REFERANDUMDA oylanması istenen, AB Anayasası olduğu halde, Fransa'da haftalardan beri süren tartışmalarda, halkın ilgisinin bu yeni belgeden çok, başka konular üzerinde odaklandığı görüldü. Sokaktaki adam kararını, AB Anayasası'nın -anlamakta zorluk çektiği- içeriğine göre değil, Fransa'da halen kendi yaşamını etkileyen ekonomik ve siyasal şartlar ve genelde Cumhurbaşkanı Chirac'ın politikaları karşısındaki duygularına göre veriyor.Halkın oylarını etkileyen bir başka faktör de, bu Anayasa referandumunun politize olması, birçok partinin ideolojik veya siyasal inançlarına göre bir tavır sergilemesidir. Bu bağlamda aşırı sağın ve solun aynı "ret cephesi"nde yer aldıkları, iktidar partisi ile Sosyalistlerin kendi içlerinde bölündükleri (dolayısı ile kendi yandaşlarının kafasını karıştırdıkları) görülüyor.* * *TABİİ kampanya sırasında esas konu olan AB Anayasası'nı ciddi şekilde tartışan politikacılar ve uzmanlar oldu."Hayır"dan yana olanlara göre, bu Anayasa "Anglosakson" tipi liberalizme fazla yatkın; dolayısı ile Fransa'nın önemsediği sosyal hakları ve adaleti öngörmüyor. Ayrıca bu Anayasa Brüksel'e, yani AB'nin merkezi otoritesine (Merkez Bankası'na dahil) fazla yetki tanıyor ve bu Fransa'nın gene önem verdiği ulusal egemenlik anlayışına ters düşüyor... Hasılı bu görüşe göre, yeni AB Anayasası Fransa'yı zayıflatacak, etkinliğini ve gücünü azaltacaktır..."Evet"ten yana olanlara göre ise, Fransa tam aksine, "Hayır" derse "kurucusu ve esas motoru" olduğu AB'nin içinde etkinliğini kaybedecek, yalnız kalacak ve gücünü başka üyelere kaptıracaktır. Chirac'ın önceki gün tekrarladığı gibi, AB bu yüzden bölünecek, ABD, Çin, Japonya gibi güçler karşısında zayıf düşecektir. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d'Estaing'in mimarı olduğu bu Anayasa'yı reddetmek, ayrıca Fransa'nın "birleşik Avrupa projesini bizzat gömmesi" anlamına gelecektir...* * *GENE referandumdan "hayır" çıkacağı varsayımından devam edersek, böyle bir sonuç AB'nin geleceğini nasıl etkiler?Brüksel'deki uzmanlar, kaygılarını gizlememekle beraber, "AB çökmez, dağılmaz" diyorlar. Ama cidi biçimde sarsılır, "birleşik Avrupa" istikametindeki "ileriye gidişi" bir süre durur veya yavaşlar. Ancak bu çevrelerin belirttiği gibi AB her krizde olduğu gibi, bu durumda da bir çıkış yolu bulacaktır. Olası formüllerden biri de, Fransa'da aynı referandumu ileri bir tarihte tekrarlamaktır. (Daha önce İrlanda ve Danimarka'da yapıldığı gibi)...Fransa'daki "Hayır"ın Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini başka bir yazıda etraflıca inceleyeceğiz. Ama şimdiden şunu söyleyebiliriz: Böyle bir sonuç, kendi başına 3 Ekim'de müzakere sürecinin başlamasını etkilemez. Ama pratikte Fransa'da ve Avrupa'da Türkiye'ye karşı estirilen havayı daha ağırlaştırır, Ankara'nın işini daha zorlaştırır...Hasılı, hangi açıdan bakarsak, Fransa'nın "Hayır" demesi kimsenin "hayrına" olmayacaktır... skohen@milliyet.com.tr FRANSA'da yarın oy sandıklarından "Hayır" çoğunluğunun çıkması kimseyi şaşırtmayacak. Referandumla ilgili "en son" nabız yoklamaları, "Non" oranının yüzde 54-55 civarında olacağını gösteriyor. Bu durumda halk oylamasında "Evet"lerin ağır basması, gerçekten büyük sürpriz sayılacak...