Sami Kohen
LEFKOŞA
KKTC'de "Rumlarla gene eskisi gibi birlikte yaşayalım veya yaşayabiliriz" diyecek kimse yok.
Gerçi vaktiyle aynı mahallede yaşayanlar ve aynı yerde çalışanlar arasında, eski günleri güzel anıları ile hatırlayanlar var.
Ama Kıbrıs Türkleri için 1974'e kadar olan dönem, nostaljik duygulardan çok, kabus yaratan yıllardır. Bunun haklı nedenlerini anlatmaya hiç gerek yok.
Ama bugün KKTC'de, "Rumlarla ayrı bölgelerde, yanyana yaşayabiliriz" diyenler ve bunun gerçekleşebileceğine inananlar var.
KKTC'yi gezerken, karşılaşacağınız şoförden tüccara, aydından memura kadar, çok kişinin böyle düşündüğünü farkedersiniz.
KKTC'de iki ana muhalefet partisi, Mehmet Ali Talat'ın Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Mustafa Akıncı'nın Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) bu düşünceyi temsil eden başlıca iki siyasal gruptur. Eski politikacılar ve diplomatlar arasında da, bu görüşü paylaşanlar az değil.
Sosyal demokrat eğilimli iki parti - ve onun gibi düşünenler - çözümsüzlüğün devamından Türk tarafının büyük zarar gördüğü fikrinden hareket ederek, anlaşma için ortaya çıkan fırsatların daha yapıcı bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerektiğine inanıyor.
* * *
ESKİ Marksist çizgisini geride bırakan ve çözüm dahil, çeşitli konularda daha gerçekçi bir tavır alan CTP'nin görüşünü M. Ali Talat parti merkezinde bize şöyle anlattı:
"Rumlarla bir arada yaşayalım demiyoruz. Ama ortak bir gelecek için bazı işleri birlikte yürütebiliriz diyoruz... İki kesimli federal sistem, Türklerle Rumların ayrı bölgelerde yaşamalarını, kendi yönetimlerini kurmalarını sağlayacaktır. Dünyada federasyonun birçok çeşidi vardır. Kıbrıs'ta da, mevcut şartlara uygun ve Türkler açısından tüm güvenceleri kapsayan bir federal sistem kurulabilir".
Ya "eşit egemenlik" konusu? Talat, bunun müzakereler sırasında varılacak anlaşma hükümleri çerçevesinde belirleneceğini, bunun ön şart olarak baştan yüksek sesle telaffuz edilmesinin ise işi çıkmaza sürükleyeceğini söylüyor.
Talat, çözüm olmadan AB'nin Kıbrıs'ı üye kabul etmemesi gerektiğini belirtiyor; ama müzakere sürecinde Türk tarafının da katılması önerisine sıcak bakıyor.
Son analizde CTP (ve onun gibi düşünenler) AB üyeliğinin Türk kesiminin lehinde olacağına inanıyor ve "bu durumda Rumlar Türkleri ekonomik olarak yutar" savını geçerli saymıyor. Talat kötü ekonomik durum nedeni ile onbinlerce Kıbrıs Türkünün adayı terkettiğini, sadece İngiltere'de günde 50 Kıbrıslı Türk'ün de iltica hakkı istediğini hatırlatıyor.
"Bugün çözüm için ciddi bir fırsat var" diyen Talat, Türkiye'nin de aktif rol oynaması ile, Denktaş - Klerides buluşmasının çözüm yolunu açacağına inanıyor. Ve bu arada çeşitli "güven artırıcı önlemler"in de, uzlaşma şanslarını güçlendireceğini vurguluyor...
* * *
YEŞİL Hattaki Taksim Sahası'nda önceki gece düzenlenen "Barış Konseri" her şeye rağmen başarılı oldu. Gerçi her iki kesimde de, aşırı görüşlü gençler saldırılı, protestolarla tepki gösterdiler. Ama eski stadyumda toplanan 3000 kadar Türk ve Rum genci, Burak ile Rouvas'ın anlamlı şarkılarını, birlikte dinleyip alkışladı ve "kimse barışı engelleyemez" mesajını verdi.
Bu ortak etkinlik, bazıların belirttiği gibi "zoraki bir konser" de olsa, iki tarafta insanların - ve hele barış ve dostluğu isteyen gençlerin - bir araya gelip aynı değerleri paylaşabileceklerini gösterdi.
Bu da umut verici bir gelişme sayılır...
Yazara Emails.kohen@milliyet.com.tr