Bayram tatilinden yararlanarak yaptığımız gezi sırasında karşımıza çıkan bu iki konunun da bizi ilgilendiren yanları var...* * *İSPANYA Bask sorununu bu bölgeye çok geniş bir özerklik vermek suretiyle çözümlediği halde, ETA terörizmini tamamen ortadan kaldırabilmiş değil. (Benzer bir durum Kuzey İrlanda sorununa çözüm bulduğu halde IRAnın yeni bir kanadının zaman zaman terörist eylemleri ile karşılaşan İngiltere için de söz konusudur.) Bu tür terörü "sıfırlamak" kolay olmuyor.Ne var ki, İspanyada eylemlerini sürdüren gözü dönmüş bir avuç militanın sözde "davası", Bask bölgesinde artık hiç destek görmüyor, hatta bu hareketler halk tarafından lanetleniyor.Nitekim Eduardo Medinaya karşı girişilen eylemin ardından Baskın Bilbao kentinde çoğu genç, 60 bin kişi, meydan ve sokakları doldurup ETAyı yerden yere vurdu. Bu protesto gösterisinden çıkan mesaj açıktı: Bask halkı, Madridin kendisine verdiği statüden memnun. ETA militanları gibi tam bağımsızlık isteyenler çok az. Hele ETA teröristlerinin eylemlerini benimseyen pek yok... Madridin Bask politikası, ETAyı marjinal hale getirmeyi başardı. Bask halkının sokaklara dökülüp ETAyı lanetlemesi, bu örgütün ve savunduğu kozun artık etkisini yitirdiğini açıkça ortaya koydu. * * *İSPANYAyı son günlerde meşgul eden diğer konu, ülkeye göç eden yabancılar (özellikle Faslıların) nasıl entegre edileceğidir.Geçen hafta Barselonada bir Faslı ailenin yarattığı olay, ülke çapında hararetli tartışmalara yol açtı.İlk bakışta olay basit: Beş yıl önce Fastan kalkıp Barselonaya yerleşen Mustafa Amallukun 10 çocuğu var! Bunlardan altısı okul çağında. Yerel yönetim (Katalan bölgesi eğitim dahil, birçok alanlarda özerkliğe sahiptir, Katalanca da ikinci resmi dildir) Amallukun 6 çocuğunun hep birlikte aynı okulda bedava okumasını sağlamak için, Katolik Kilisesinin finanse ettiği Sant Esteve okulunu seçti. Bu okulda başka Müslüman çocuklar da okuyor. Katolik din dersine katılmayan bu öğrenciler için (domuz eti içermeyen) ayrı yemekler de çıkıyor... Ancak oldukça tutucu olan Mustafa Amalluk, bu okulun Katolik dini semboller taşıdığını ve çocuklarının "Hıristiyanlaşmasını" istemediğini öne sürerek, eğitim makamlarının kararına karşı çıktı.* * *BUNUN üzerine Katalan Eğitim Müdürlüğü, "dinler ve kültürler arasındaki uyum"u bozmamak için, Amalluklara bir "imtiyaz" tanıdı: Bundan sonra bu çocuklar, devlet okullarında okuyabilecek. Hem de baba Amallukun "tercih" edeceği okullarda. 15 yaşındaki kızı Fatima da, "panuelo"yu (yani "türban"ı) giyebilecek... İspanyada çeşitli sivil toplum örgütleri ve medya bu kararı demokrasinin ve insan haklarının bir zaferi olarak görüyor. Olay İspanyada "çok kültürlü" düzenin, hoşgörü içinde kök salmakta olduğunu da gösteriyor. skohen@milliyet.com.tr İspanyada geçirdiğimiz bir hafta içinde, yerel gazetelerin ve TV kanallarının - ve dolayısı ile kamuoyunun - üzerinde önemle durduğu iki konu vardı: Biri ETAnın Bask bölgesinde Sosyalist Gençlik Hareketinin başı Eduardo Medinaya karşı giriştiği suikast; diğeri de Katalanyada Faslı bir Müslüman babanın çocuklarını Katolik okuluna göndermeyi reddetmesinin yarattığı sorun.