Yorum Aslında bu simgesel özellik, konuk için de söz konusu. 41 yaşındaki Miliband da, henüz iki buçuk ay önce işbaşına gelen Gordon Brown hükümetinin üyesi ve Türkiye, onun da ilk ziyaret ettiği ülkelerden biri...Bunlar, iki ülkenin birbirlerine verdikleri öncelikli önemin işaretleri. Ancak ziyaretin esas önemli ve anlamlı yanı, genç bakanın bu vesileyle verdiği siyasi mesajlardır.Birinci mesaj Türkiye'ye yönelik. Miliband, yeni İngiliz hükümetinin çeşitli alanlarda Türkiye'ye desteğinin ve ilgisinin devam edeceği taahhüdünde bulundu. Bu bağlamda Başbakan Brown, selefi Tony Blair'in yolundan ayrılmayacak.Miliband'ın bir mesajı da AB'ye yönelik. Bakan gerek dünkü "Daily Telegraph"ta yayımlanan makalesinde, gerek basın toplantısında AB'nin Türkiye'yi tam üye olarak kabul etmesinin ve müzakereleri kesintisiz sürdürmesinin önemini vurguladı. İNGİLTERE Dışişleri Bakanı David Miliband'ın Türkiye'ye gelişinin sembolik yönü, bunun Ankara'da yeni hükümetin kurulmasından ve yeni Cumhurbaşkanı'nın göreve başlamasından hemen sonra, bir yabancı devlet adamı tarafından yapılan ilk resmi ziyaret olmasıdır. Bakanın Ankara'daki konuşmalarında dikkati çeken bir husus da, Türkiye'deki son iç siyasal gelişmelerle ilgili.Miliband, basın toplantısında, son haftalarda yaşanan sıkıntılardan sonra, Türkiye'deki demokratik sürece nasıl baktığı sorusunu yanıtlarken bu sürecin Avrupa'da takdirle karşılandığını, Türkiye'de demokratik karar mekanizmalarının yerleşmiş olduğunu belirtti ve şöyle konuştu: "Türkiye'nin bir yandan modern dünyayı kucaklama, diğer yandan da geleneklerine saygılı olma konusundaki başarılı çabaları bizi etkiliyor. Bunun ülkenizi daha güçlendirip güçlendirmediğine karar vermek size düşüyor. Ama dışarıdan bakıldığında, Türkiye'nin çok daha güçlü göründüğünü söyleyebilirim."Miliband, CNN Türk'e verdiği demeçte de, Türkiye'de demokrasi ile İslam arasındaki dengeye ve türban meselesine nasıl baktığını şöyle anlattı: "Bu konular Fransa'da da, İngiltere'de de tartışılıyor. Bu tartışmaları sağlıklı buluyorum... Türk hükümetinin bireysel özgürlükler ile gelenekleri arasındaki dengeleri korumak konusunda kararlı görüyoruz"...Bu ifadeler, Türkiye'deki son siyasi gelişmelerin ve ortaya çıkan yeni imajının genelde Batı'da nasıl değerlendirildiği hakkında bir fikir veriyor. Ancak Miliband'ın, Türk demokrasisinin işleyişine olumlu yaklaşımını Ankara'daki iktidar için değil, Türkiye lehinde yapılan bir saptama olarak görmek daha doğru olur... Dışarıdan bakınca... Bu ziyaret vesilesiyle İngiltere'nin Türkiye'ye aktif desteğinin yeniden teyit edilmesi, bu politikanın Brown hükümetince de sürdürüleceğinin açıklanması, Türkiye için bir kazanç. Bu bakımdan Ankara ile Londra arasında "dostluk ve ittifak tazelemesi"nin gerçekleşmesi, önem taşıyor.Bununla beraber, iki ülkenin Kıbrıs, Irak, İran ve diğer bazı bölgesel sorunlar karşısında farklı görüşler taşıdığı açık. Miliband'ın dün bu spesifik konularda söyledikleri de Türk kamuoyunun beklentilerini tam karşılamamış olabilir. Ama bakanın ziyareti, temelde İngiltere'nin Türkiye'nin yanında yer aldığını ve kurumlaşan işbirliğinin kesintisiz devam ettiğini gösterdi.Batı camiası içindeki ülkelerden (ABD'den AB'ye kadar) pek azının Türkiye'ye arka çıktığı bir dönemde, İngiltere'nin böyle bir tutum sergilemesinin değeri vardır. skohen@milliyet.com.tr Destek tüm Türkiye'ye...