Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminin Bulgaristan’dan üç uçak dolusu silah satın alması, Erbil ile Bağdat arasında giderek derinleşen kopukluğun yeni bir işaretini veriyor.
“Washington Post” gazetesinin bu konuda verdiği haberin doğruluğu açık: Kürt makamları yaptıkları açıklamada, kendi kontrolleri altındaki bölgenin güvenliği için silah ithali hakkına sahip olduklarını öne sürerken, Irak İçişleri Bakanı El Bolani, bu yetkinin ancak merkezi Irak hükümetine ait olduğunu ve dolayısıyla Kürt yönetiminin mevcut yasaları ihlal ettiğini söylüyor.
Belli ki Amerikan gazetesinin bu haberi Bağdat’taki resmi makamları şaşırttı ve sinirlendirdi.
Merkezi hükümetin bir süredir peşmergelerin faaliyetine kuşkuyla baktığı, son olarak da Barzani’nin ABD’ye Kuzey Irak’ta üs vermeyi önermesinden de çok rahatsız olduğu biliniyor.
Şimdi Amerikan kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesini öngören anlaşmaya varıldığı bir sırada ortaya çıkan bu olay, herhalde Irak hükümeti ile Barzani yönetimi arasındaki kuşku ve güvensizliği daha da artıracak...
Anlaşma ve sonrası
Aylarca süren müzakerelerden sonra varılan anlaşmanın (SOFA) yarın Milli Meclis tarafından onaylanması bekleniyor. Ne var ki, bu anlaşma da pek çok diğer konu gibi, Iraklıları bölüyor. Şiilerin Sünnilerle, Şiilerin ve Sünnilerin kendi içlerinde ve Kürtlerle Arapların birbirlerine düştükleri veya çatıştıkları bir ortamda, bu anlaşmanın -Amerikalıların çekilmesi öngörülen 3 yıllık süreç zarfında- ne kadar başarıyla uygulanabileceği sorulmaya değer.
Mesele, bu takvimin işlemeye başlamasından ve Irak’ın kendi egemenliğine tam olarak kavuşmasından sonra, çeşitli grupların merkezi bir otorite altında uyum içinde yaşayıp yaşayamayacağıdır.
SOFA ile önümüzdeki ocaktan itibaren girilecek yeni süreç belirsizliklerle dolu görünüyor.
Türkiye, Irak stratejisini bu yeni dönemin belirsizlikleri içinde şimdiden ayarlamak zorunda. Nitekim Türk diplomasisinin son haftalarda bu yönde birtakım adımlar attığını görüyoruz.
SOFA’nın yürürlüğe girmesiyle Irak’ın şimdiye kadar ABD’nin kullandığı yetkileri ve sorumlulukları devralması, Türkiye’yi birçok bakımdan yakından ilgilendiriyor. Bunların başında, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK teröristlerine karşı giriştiği operasyonların hukuki yönünün yeniden düzenlenmesi geliyor.
Bu alanda Türkiye ile ABD arasında varılan bir anlaşma ve devam eden bir işbirliği var. Önümüzdeki yıldan itibaren, doğrudan Irak hükümetiyle böyle bir anlaşmanın yapılması gerekiyor.
Çok yanlı ilişkiler
Türkiye’nin son zamanlarda Irak hükümeti ve sadece iktidardaki partiler değil, diğer çeşitli gruplarla kurduğu dostane temaslar sayesinde, teröre karşı mücadele kapsamındaki işbirliğinin devamının sağlanacağı umuluyor.
Bu bağlamda İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Bağdat ziyaretinde kurulmasına karar verilen yeni üçlü (Türk-Amerikan-Irak) mekanizma, PKK’ya karşı operasyonların daha etkin biçimde sürdürülmesini sağlayacak.
Bu işbirliğinin iyi işleyişi için Irak bölgesel Kürt yönetiminin de desteğine ihtiyaç olduğu açık. Bu konudaki son temaslara Kürt temsilcilerinin dahil edilmesi gerçekçi bir yaklaşımdır.
Aslında Irak’ta açılan yeni dönemde, Türkiye’nin bölgesel Kürt yönetimiyle (Irak’taki yeni dengeler çerçevesinde) daha yakın ilişkiler kurması gerekmektedir. Kuzey Irak’ta -ve Irak genelinde- olmaması istenen durumların önlenmesinin yolu da budur...