Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Ecevit'in önceki gün dediği gibi, "şu anda Ortadoğu'da acil bir sorun varsa, o da Irak'tan çok, İsrail - Filistin sorunudur... Bununla ilgili gelişmeler çok endişe vericidir. Burada ABD'ye büyük görev düşüyor"...
Gerçi Irak sorunu da ciddiyetini korumuyor değil. Ama doğrusu İsrail - Filistin cephesinde olup bitenler, çok daha büyük tehlikeler arz ediyor.
* * *
ASLINDA Irak konusunda bazı yeni umutlar beliriyor. Bugün Birleşmiş Milletler'de önemli bir toplantı var: Irak Dışişleri Bakanı Naci Sabri'nin başkanlığındaki bir heyet, Genel Sekreter Kofi Annan, Irak'ta silah denetimi işini konuşacak.
Saddam hükümeti, 3 yıldır BM denetçilerinin Irak'a gelip "kitle imha silahları"na sahip olup olmadığını kontrol etmelerine karşı çıkıyor. ABD, Irak'ın gizlice bu silahları ürettiği veya satın aldığı iddiasında.
Washington'un Irak'a karşı askeri bir harekata girişme tehdidi, ayrıca Batı'nın ve Rusya'nın baskıları (ve de Ecevit'in "tavsiyeleri"), anlaşılan Saddam yönetimini, bu konuyu BM ile müzakere etmeye zorlamış bulunuyor.
BM çevrelerinde şimdi ihtiyatlı bir iyimserlik var. Eğer Bağdat deneticilere kapılarını açarsa, askeri müdahale olasılığı epey zayıflamış olur. Yok, eğer Saddam BM'nin kararını pazarlık konusu yapmaya kalkışırsa, tekrar kritik bir noktaya gelinmiş olur.
Bu bakımdan bugün BM'de yapılacak görüşme, Irak sorununun ne şekilde gelişeceğini belirleyecek.
* * *
ORTADOĞU'nun diğer - eski ve müzmin - meselesine gelince: İsrail - Filistin çatışmalarının son günlerde aldığı boyutlar, gerçekten korkutucu.
Bu artık 17 ay önce başlayan "intifada" değil, düpedüz savaş... Ağır ve sofistike silahların kullanıldığı, çok kan akmasına yol açan (bir haftalık bilanço, 85 ölü), giderek şiddetlenen ve yayılan bir savaş...
Bu aşamada şiddet döngüsünün ilk halkalarına dönmek, yani kimin hangi çatışmayı nasıl başlattığını belirlemek de mümkün değil.
Şaron'un ve Filistinlilerin "savaş mantığı", bir noktada birleşiyor. İki taraf da ne kadar adam öldürürse, karşısındakine ne kadar zarar verirse galip geleceğini ve kendi koşullarını kabul ettireceğini düşünüyor.
Oysa ne İsrail'in yüksek teknolojisi ve üstün askeri gücü, ne de Filistinlilerin gerilla taktiği ve cesareti, böyle bir sonuca götürmeye yeter. Ne yazık ki, taraflar - birbirinin canını çok acıtmanın dışında - yenişemeyeceklerini, diğer bir deyişle bu "sorunun askeri bir çözümü"nün olamayacağını hala anlamış değil...
* * *
PEKİ, bu hep böyle devam mı edecek?
Herkesin merak edip yanıtlayamadığı soru bu. Belli ki taraflar bu çılgın savaşı sürdürme - hatta tırmandırma - niyetinde. Buna "dur" diyecek güç de çıkmıyor ortaya. Arap dünyası seyirci. AB zorlamaya çalışıyor, ama etkili olamıyor. BM devre dışı. Laf geçirebilecek bir ABD kalıyor. Bu yüzden Başbakan Ecevit'in belirttiği gibi, ABD'ye "yeni bir girişim başlatma" görevi düşüyor.
Ama görünüşe göre Bush henüz bu sorundan çok, Irak ile uğraşmayı yeğliyor...