Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ne ilginçtir ki, iki ülke de, kendi güvenliklerine başlıca tehdidin "komşudan" gelmesinden şikâyetçi. Irak için bu komşu, Suriye'dir. Türkiye için ise, Kuzey Irak...Irak Başbakanı Caferi ve Türkiye Başbakanı Erdoğan, kapalı kapıların ardındaki görüşmelerde ifade ettikleri görüş ve kaygılarını, basın önündeki ortak açıklamalarında da dile getirdiler.Caferi, Irak yönetiminin bu konudaki tutumunu anlatırken, Irak'ta şiddet eylemlerini gerçekleştirenlerin (ki bunların çoğu yabancılardır) Suriye'den sızdıklarını vurguladı ve "komşular birbirine zarar vermemelidir" dedikten sonra, yakında Şam'a gidip Suriye hükümetinin bu bağlamda gereken önlemleri almasını isteyeceğini belirtti.Bağdat'ın bu konuda diğer komşulardan bir şikâyeti yok. İran'la ilişkiler iyi gidiyor (İran Dışişleri Bakanı Harazi hafta içinde Irak'ta idi). Caferi'nin belirttiği gibi Türkiye'den böyle bir sızma ise hiç söz konusu değil. Dolayısıyla dikkatler şimdi Şam üzerinde toplanıyor. Ve Ankara'dan seslenen Caferi, uluslararası camiadan bu konuda destek istiyor...***CAFERİ'nin ziyareti, Türkiye'nin Irak'a desteğini net biçimde göstermesi fırsatını verdi. Başbakan Erdoğan Türkiye'nin önayak olduğu Irak'a Komşu Ülkeler toplantılarında güvenlik alanında işbirliği için karar verildiğini hatırlattı ve "Irak'ın terörün antrenman alanı olmaktan çıkarılması" ve bu amaçla komşular arasında (istihbarat bilgi alışverişi" dahil) işbirliği yapılması gerektiğini vurguladı."Teröre karşı ortak mücadele şart" diyen Erdoğan, görüşmeler sırasında, Irak liderinin Türkiye'nin PKK'nin Kuzey Irak'taki faaliyeti konusunda hassasiyetini anladığını ve iki tarafın bu alanda işbirliği yapacağını (bu amaçla ilgili bakanlık yetki-lilerinin bir araya da geleceğini) açıkladı.Caferi'nin böyle bir angajmana girmesi önemli. Çünkü son zamanlarda Amerikan yetkilileri, Türkiye'nin şikâyet ve talepleri karşısında, "artık Bağdat'ta bir hükümet var, muhatabınız odur" diyordu. Şimdi Irak hükümetiyle bu konuda bir diyalog ve işbirliği kurulmuş oluyor. Bundan sonra beklenen, Caferi yönetiminin (ABD'nin de desteğiyle) Ankara'nın beklentilerini karşılayacak somut adımlar atmasıdır... Bu da Türkiye'nin Irak'ın Suriye'den talep ve beklentilerinin yerine getirilmesine yardımcı olmasını kolaylaştıracaktır...***CAFERİ'nin Ankara'daki görüşmelerinin diğer önemli bir boyutu da, Irak'ın siyasal yapılanmasıyla ilgili.Bu konuda da Türk ve Irak görüşlerinin örtüştüğü görülüyor. Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasal birliği ilkesi, yeni yapılanma sürecinin Irak halkının çeşitli etnik, dinsel kesimlerini içerecek şekilde gerçekleşmesi gereği, iki tarafça da benimseniyor.Başbakan Erdoğan'ın sözleri, Türkiye'nin bugünkü Irak hükümetinin bu yöndeki çabalarına açık destek verdiğini gösteriyor. Bu, açıkçası Ankara'nın geçen ocakta Irak'taki seçimlerden sonra aldığı şüpheci ve çekingen tavırdan farklı, gerçekçi bir yaklaşımdır.Caferi'nin Ankara'daki temasları, bu bakımdan da Türk-Irak ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmakta olduğunu ortaya koyuyor. skohen@milliyet.com.tr IRAK Başbakanı İbrahim Caferi'nin Ankara'daki temasları ikili işbirliği bağlamında bazı somut adımların atılmasına yol açtı; ama öyle anlaşılıyor ki, siyasal alanda da en önemli ve öncelikle konu, "güvenlik" oldu.