Yorum Futbol zaferi coşturdu, ama... Genç, yaşlı; sivil, asker; Sünni, Şii, herkes bu mutlu olay etrafında adeta kenetlenmişti... Iraklılar nihayet seviniyor, gülüyor, el ele verip halay çekiyordu... Arada bir duyulan silah sesleri ise sadece coşan bazı güvenlik görevlilerinin havaya ateş etmesinden ibaretti.Cakarta'daki 1-0'lık galibiyet, işte Iraklıların milli gururunu öylesine okşamış, şiddet yerine barış, çatışma yerine beraberlik özlemini harekete geçirmişti...Pazar günkü bu güzel tablonun yerini, pazartesi sabahından itibaren ne yazık ki, gene eski korkunç görüntüler aldı. Gene bombalar patladı, gene kurşunlar sıkıldı, gene insanlar öldü...O gün bugün, gene aynı dehşet verici manzara sergileniyor... PAZAR günkü o görüntü keşke kalıcı olsaydı... Bağdat sokaklarında bir bayram coşkusu vardı. Irak Milli Futbol Takımı'nın Asya Kupası'nı kazandığına dair Endonezya'dan gelen haber, halkın bütün dertlerini ve korkularını da unutturmuştu sanki... Pazar ve pazartesi günkü farklı resimler, Iraklıların yaşamındaki çelişkiyi gözler önüne seriyor.Bir resimde, el ele veren, barış içinde birlikte yaşamak isteyen bir halk... Diğer resimde, milleti birbirine düşürmeye, ülkeyi bölmeye yönelik şiddet eylemleri...Kuşkusuz bu durum, ABD'nin 4 yıl önce Irak'ı işgal etmesinin bir sonucu. Ne var ki, istilayı izleyen olaylar, işgale karşı ulusal bir direnişin sınırlarının dışına çıkmış, yerli yabancı birçok güçlerin devreye girmesiyle, bir iç savaşa dönüşmüştür. Her gün tekrarlanan saldırılarda artık ölenlerin çoğu kadın, erkek, çocuk, Iraklı masum siviller...Bu eylemler Irak'ta günlük yaşamı tahammül edilmez hale getirdi. Halk deyimiyle, kaçan kurtuluyor...Cakarta'da Irak'a o kupa zaferini kazandıran milli takım oyuncuları bile, ülkeden kaçıp yurtdışında yaşayanlar arasında. Nitekim takımın "yıldızları" dahi, Irak'a dönmeyi çok arzu ettiklerini, ama hayatlarını kaybetmekten korktukları için, dışarıda kalmayı yeğlediklerini söylediler...Bu duygunun ne kadar yaygın olduğunu hafta sonunda yayımlanan bir rapor da açıkça ortaya koydu. Irak'a insani yardım misyonunu üstlenen uluslararası bir kuruluş (Oxfam), bu ülkede yaşam koşullarının ulaştığı feci boyutları açıklayan raporunda, her 7 Iraklıdan birinin bugün "mülteci" durumuna geldiğini belirtiyor. Irak içinde evlerini terk edip başka yerlere göç eden (ve bir kısmı mülteci kamplarında yaşayan) Iraklıların sayısı 2 milyonu geçiyor. Yurtdışına kaçanların sayısı da 2.5 milyon civarında. Bunlardan 1.5 milyonu Suriye'de, 750 bini Ürdün'de, 250 bini de Lübnan ve Mısır'da... Kaçan kurtuluyor Irak içinde perişan durumda olanlar sadece mülteciler değil. Gene aynı rapora göre, Irak nüfusunun (27 milyon) üçte biri "acil yardıma muhtaç". Yüzde 43'ü "yoksulluk sınırının altında" yaşıyor. Yüzde 15'i açlık çekiyor. Yüzde 70'inin suyu yok. Çocukların yüzde 28'i kötü besleniyor...Bu dehşet verici rakamlar, Irak'ın ne hallere düştüğünü, bu ülkede günlük yaşamın -ve sadece güvenlik eksikliğinden ötürü değil, temel ihtiyaçların yetersizliği nedeniyle de hayatta kalmanın- ne kadar zorlaştığını gösteriyor.Ne yazık ki, pazar günkü futbol zaferi, Iraklıların bu dertlerini ancak birkaç saat unutturabildi, o kadar... skohen@milliyet.com.tr Hayatta kalma şansı