Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sami Kohen

BERLİN Ceza Mahkemesi'nin 4 İranlı muhalife karşı yapılan suiskastın Tahran'daki yönetim tarafından düzenlendiğine ilişkin kararı, Batı'ya İran'ı kıskaca alma kampanyasını başlatma sinyalini verdi.
Çok ilginç: Karar ilan edilir edilmez, Alman hükümeti ve hemen ardından Avrupa Birliği üyeleri, Tahran'daki büyükelçilerini geri çekme kararı aldı... ABD bu konuda memnuniyetini ifade etti... AB çevreleri, İran'la alışverişin kesilmesi dahil, başka önlemler alınabileceği uyarısında bulundu...
Sanki Batı dünyası, İran'ı izole etme politikasını yürürlüğe koymaya hazırdı da, bunu gerçekleştirmek için, böyle bir işaret bekliyordu.
Bunda şaşırtıcı olan husus, Almanya'nın bu karar üzerine, İran'a karşı politikasında kesin bir U - dönüşü yapmasıdır.
Bonn, şimdiye kadar, ABD'nin baskılarına da meydan okuyarak, İran'la "kritik diyalog" adını verdiği bir temas süreci başlatmıştı. Almanya'nın tezi (ki bir ölçüde Fransa ve İtalya tarafından da paylaşılıyordu) şu idi: İran'daki rejim, bugün Batı'ya karşı olabilir. Ama Amerikalıların istediği gibi onu izole etmek, ters sonuç verir. Rafsancani yönetimi daha da hırçınlaşır. Hatta terörizmi daha da körükler.
Bu bakımdan İran'la diyaloğu sürdürmek ve onu Batı ile daha iyi ilişkiler kurmaya sevketmek daha iyi olur...
Önceki güne kadar Almanya'nın ve bazı müttefiklerinin tutumu bu idi. Berlin mahkemesinin kararından sonra, bu pozisyon terkedilmiş ve şimdi İran'ı yalnızlığa itmeyi hedefleyen bir "kritik sürtüşme" politikası yeğlenmiş gibi görünüyor...
* * *
TEKRAR edelim:
Almanya'nın İran politikasını öylesine değiştirmiş olması ilginç ve şaşırtıcı. Çünkü Bonn, Tahran'la sadece "kritik diyalog"la yetinmiyor, ticaretine öncelik veriyordu. Almanya, Batı dünyasında, İran'la en çok alışverişi olan ülke (2.8 milyar mark). Kuşkusuz Almanya'yı "diyalog" konusunda öyle düşünmeye sevkeden başlıca faktör de, bu karlı "iş ilişkileri" idi.
Şimdi Almanya, elçisini geri çekme ve diplomatik bağları gevşetme dışında, İran'ı izole etmek için daha etkin - örneğin ticari ambargo gibi - önlemler alacak mı? Diğer AB ortakları
(bu arada İran'la ticaretini arttırmaya uğraşan İtalya ve Fransa) böyle bir "boykot"a katılacak mı?
Eğer Almanya ve peşinden AB böyle bir karar alırsa, bu da doğrusu şaşırtıcı olacaktır. Şimdilik görünen şey, Avrupalıların İran'ı siyasal alanda izole ederek ve baskı altında tutarak onu terörist politikalarından vazgeçirmeyi ümit ettikleridir.
* * *
BU olay Türkiye'yi nasıl etkileyecek?
Aslında Türkiye öteden beri İran'ın terörizme desteğinden ve devrim ihracı çabalarından çok rahatsızdır. Ankara ile Tahran arasında diplomatik bağlar, Sincan olayından sonra elçilerin karşılıklı olarak geri çekilmesi ile alt düzeye düşmüştür. Yani Almanya'nın ve AB'nin şimdi yaptığını Türkiye daha önce gerçekleştirmiştir.
Ama öte yandan Ankara, İran'la meselelerini ikili olarak halletmeye uğraşıyor. Ve bu arada ekonomik ilişkilerini güçlendirmek istiyor. Ankara gaz boru hattı projesi üzerinde - ABD'nin itirazlarına rağmen - ısrarlı davranıyor.
Şimdi Batı'nın topluca İran'a karşı aldığı cephe, terörizm konusunda Türkiye'nin duyarlılığını ve haklılığını ortaya koyuyor. Ne var ki, eğer ABD'den sonra Avrupalılar da İran'a karşı ekonomik yaptırım uygulamaya yeltenirlerse, bu Ankara'nın aynı şekilde hareket etmesi talebi ile daha ağır baskılar altına girmesine yol açacak ve Türk diplomasisini sıkıntıya sokacaktır...