Kıbrıs'ta yeni bir müzakere süreci başlatma kararı ve Klerides'in Denktaş'ın ikametgahında yemeğe konuk olması ile adada oluşan "bahar havası" sürdürülebilecek mi?
Denktaş - Klerides mutabakatı, iki kesimde de yeni umutlar yarattı. Gerçi her iki tarafta da güvensizlik ve kuşkular dağılmış değil. Bu kadar mütevazı bir sonuçla ve bu kadar kısa zamanda, şüphelerin yok olması beklenemez elbet...
Ama şimdi girilen yeni aşamada, "momentum"u canlı tutmak önemli. Bunda iki tarafın da liderlerine, politikacılarına, sivil toplum kuruluşlarına ve medyalarına büyük sorumluluk düşüyor. Bu dönemde, oluşmakta olan yeni havayı bozacak söz ve davranışlardan kaçınmak, aksine güven ortamı yaratmaya çalışmak gerek.
* * *
RUM kesiminde, Denktaş - Klerides buluşmasının yarattığı şaşkınlık sürüyor. Denktaş'ın Klerides tarafından kabul edilen müzakere önerisi ve yemek daveti, gerçekten Rumları şaşırttı. Dünkü "Alithia" gazetesi "Rauf Denktaş metamorfozu"ndan söz ediyor. "Mahi" gazetesi de, Denktaş'ın "görüşmede başka bir insan" olarak kendisini belli ettiğini belirtiyor. Ancak gerek basın, gerekse siyasi çevrelerde, Denktaş'ın (ve onun arkasında görülen Ankara'nın) "esas niyetleri" sorgulanıyor. Diğer bir deyişle, Rumlar arasında Denktaş'ın jestlerini göstermelik sayan veya bir Rum meslektaşın deyişi ile "malını yeni bir ambalaj içinde satmaya çalıştığına" inanan çok...
Bu şüphelerin ve güvensizliğin kaybolması pek kolay olmayacak. Ancak, aynı türden duyguların Türk kesiminde de mevcut olduğu açık. Denktaş'ın müzakere çağrısını kabul eden Klerides'in de, aslında kendi oyununu sürdüreceğine inanan çok. Onların da görüşü, Rum liderinin müzakere sürecini AB'ye girinceye kadar, "oyalayarak kullanacağı"dır. Rumlar AB'yi "cepte keklik" saydıkları müddetçe, eski politikalarını değiştirmeye ve uzlaşmaya ihtiyaç duymayacaktır...
* * *
KUŞKUSUZ 15 Ocak'ta başlayacak yeni müzakere sürecinde ilerleme olması için, her iki tarafta mevcut olan kuşkuları dağıtacak samimi ve yapıcı çabaların harcanması gerekecektir.
Ancak açıkçası, bu süreçte AB'nin sergileyeceği tavrın da önemli etkisi olacak. Eğer AB, şimdiye kadar yaptığı gibi, çözüm olsun ya da olmasın, Güney Kıbrıs'ı üye olarak alacağını tekrarlayıp durursa, bu elbet Klerides'i, eski pozisyonu üzerinde ısrarla durmaya ve hiçbir ödün vermemeye itmiş olacaktır.
AB Denktaş - Klerides görüşmesinden memnun olduğunu ve yeni müzakere sürecine müdahale etmeyeceğini duyurdu. Bu yeni aşamada, AB'nin yapması gereken şey, Rumlara "üyeliğin cepte keklik" olmadığını ve "AB faktörünü" Türk tarafına karşı meydan okumak için kullanmaması gerektiğini anımsatmaktır. AB'nin bu meselede "katalizör" olarak yararlı bir katkıda bulunması ancak bu şekilde olabilir...
* * *
DÜN gece, Kıbrıs'ın iki tarafındaki insanların dikkati Klerides'in Lefkoşa'daki barikattan geçip, Denktaş'ın rezidansına gitmesi ve onunla, BM temsilcisi De Soto'nun da katılımı ile yemek yemesi üzerinde odaklandı. Bu sıradışı olayın "tamamen sosyal" olduğu, iki liderin resmi sıfatlarından arınmış olarak dostça bir araya gelip "havadan sudan" konuştukları özellikle vurgulandı.
Ama gene de siyasal anlamı olan önemli bir olay bu... En azından bu gelişme adada esmeye başlayan yeni havayı - ve umutları - yansıtıyor...