Dün Çankayadaki zirvenin ardından yapılan açıklamalar, Ankaranın bu stratejiyi sürdürmeye kararlı olduğunu gösteriyor.Birinci yol (veya kulvar), savaşı önlemeye yönelik. Başbakan Gülün son Ortadoğu turu, ortak barış atağının ilk raundunu oluşturuyor. Şimdi ikinci aşamada, Türkiyede diğer 5 ülkenin katılımı ile bir zirve toplantısı planlanıyor. Amaç, öncelikle Saddam Hüseyinin BMnin silahsızlanma şartlarını tam olarak karşılamasını, hatta rejimini daha demokratik hale getirmesini sağlamaya çalışmak. Bunu da, üçüncü aşamada, Bağdat yönetimi ile direkt temasların izlemesi söz konusu.***İKİNCİ yol ise, ABD ile işbirliğine yönelik. Türkiye Bush yönetiminin sunduğu talepler konusunda da bir "çift yol" stratejisi uyguluyor.Neydi bu talepler? Birincisi Türkiyenin askeri üslerini ve limanlarını olası bir savaşta ABDnin kullanımına açması. Buna ön hazırlık olarak da 150 Amerikan askeri uzmanına bu tesislerde incelemeler yapmasına izin vermesi... Ankara üslerin kullanımı konusunda bağlayıcı bir söz vermedi ama tesislerin incelenmesine yeşil ışık yaktı.İkinci istek ise, ABD kara kuvvetlerinin Kuzey Irakta açılacak ikinci cephe için Türk topraklarını kullanmasına olanak sağlaması. Washington, yarın Ankaraya gelecek olan ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Myersin yapacağı görüşmelerden önce, Ankaranın bu konuda kesin bir tavır belirlemesini istedi. Çankayada yapılan açıklamadan da anlaşılıyor ki, Türkiye bu isteğe de kısmen "evet" kısmen "hayır" diyor. Askeri liderlerin "olasılık planları" (contingency plans) üzerinde çalışmalarına "evet", kuzey cephesine - şimdiden açık bir siyasi pozisyon olarak - katılmaya "hayır"...***TÜRKİYEnin bu stratejisini, Irakla ilgili dünkü gelişmenin ışığında değerlendirmekte yarar var.Saddam Hüseyinin zehir zemberek konuşması, doğrusu barış umutlarını sarsıyor. Bu konuşma Irak liderinin en ufak bir uzlaşmaya ve hele mevkiini bırakmaya hiç niyetli olmadığını gösteriyor.Böyle bir sertlik içinde bulunan Saddamın Türkiyenin önayak olduğu barış inisiyatifine, kendisine yapılan çağrılara ve önerilere olumlu tepki göstermesi mümkün mü? Bu konuşma, bu hafta yapılması beklenen zirveyi ve deklarasyonu şimdiden torpillemiyor mu?Her şeye rağmen, ortak barış inisiyatifi başarısızlığa uğradığı takdirde Türkiye ve diğer bölge ülkeleri "biz elimizden geleni yaptık; günah bizden gitti" diyebilecektir...***DÜNKÜ diğer önemli gelişme, denetçilerin başındaki Hans Blix ile Muhammed el Baradeynin, "denetim işinin tamamlanması için daha zamana ihtiyaç var" demesidir. Bu durumda 27 Ocak "son tarih" olmuyor ve bu da, ABDnin olası savaş kararını şubattan sonraya ertelemesi ihtimalini güçlendiriyor.Bunun gerçekleşmesi halinde başta Türkiye olmak üzere, bölge ve dünya bir nebze rahat nefes alabilecektir. skohen@milliyet.com.tr Türkiyenin şu sırada Irak konusunda izlediği politika, diplomatların sıkça kullandığı bir deyimle, "çift yol" (two - track) stratejisi olarak nitelendirilebilir.