Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Seçim bildirgelerinde dış politika (3) MHP 121 sayfalık seçim bildirgesinin dış politikaya ayırdığı 8 sayfasında bu "ülkü"nün temel ilkesini şöyle açıklıyor: "Milli dış politika Türkiye'nin milli çıkarlarına ve stratejik hedeflerine göre belirlenecektir".Beyannamenin bu bölümünde önce Türkiye'nin "bir ateş çemberi içinde, ciddi risk, tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya bulunduğu" anımsatılıyor ve bu koşulların "milli güç kaynaklarının topyekûn seferber edilerek çok yönlü, kararlı ve tutarlı bir politika izlenmesini gerektirdiği" belirtiliyor.Hükümeti "AB ve ABD güdümünde taviz ve teslimiyete dayalı şahsiyetsiz bir politika" izlemekle suçlayan MHP, kendi amaçlarını şöyle açıklıyor: "Çok yönlü, hassas dengeleri gözeten etkin bir dış politika anlayışı, Türkiye'yi dünya milletler topluluğu içinde itibar ve güçlü bir konuma taşıyacaktır..." MİLLİYETÇİ Hareket Partisi, dış politika hedefini ideolojik eğilimleri doğrultusunda, "Lider Ülke Türkiye" ülküsüyle özetliyor. Bu genel ifadelerden sonra, seçim bildirgesinde sıralanan daha spesifik konularla ilgili görüşleri ve vaatleri şöyle özetleyebiliriz: Türk dünyası: Bu ara başlık altındaki bölüm şu cümleyle başlıyor: "Türk dünyası dış politikamızın öncelikli ve ayrıcalıklı ilgi alanı olacaktır. Kıbrıs, Kafkasya, Orta Asya Türk cumhuriyetleri ve Balkan ülkeleriyle ilişkilerin her alanda geliştirilmesi ve derinleştirilmesi temel hedeflerimizin başında yer alacaktır"... Bu bağlamda, aynı bölümde, bu politikanın nasıl uygulanacağı anlatılıyor, örneğin bir "Türk Dünyası Enerji Konseyi"nin, ayrıca Türk dünyasıyla ilgili bir bakanlığın kurulması öngörülüyor. Kıbrıs: Bu konunun "Türk dünyasıyla ilişkiler bölümü içinde yer bulması, MHP'nin soruna bakış açısı hakkında bir fikir veriyor. Bu bağlamda şu ifadeler kullanılıyor: "Türkiye'nin Kıbrıs üzerinde kurucu antlaşmalardan kaynaklanan, vazgeçilmeyecek ve tartışılmayacak ahdi hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Siyasi çözüm kapsamında Türkiye'nin etkin ve fiili garantilerinin sulandırılması ya da olumsuz etkilenmesi hiçbir şart altında kabul edilmeyecektir"... MHP Kıbrıs politikasının gözden geçirilmesini, "yeni şartların gerektirdiği yeni esaslara bağlanmasını", ayrıca KKTC ile bir savunma anlaşmasının imzalanmasını da öneriyor...AB: MHP beyannamesinde, AB ile ilişkiler "şantajlar, dayatmalar, haksız talep ve baskılarla dolu bir hayal kırıklığı hikâyesi" olarak nitelendiriliyor ve Türkiye'nin AB'nin yörüngesinde sürüklenmeye mahkûm, mecbur ve muhtaç olmadığı vurgulanıyor. Sonuçta MHP, AB ile ilişkilerin "yeniden tanımlanmasına" ve "bir stratejik düşünme dönemine" ihtiyaç olduğunu öne sürüyor.ABD: Ilımlı bir üslup kullanılan bu bölümde Washington ile yaşanan sıkıntıların "karşılıklı güven ve saygı esasına dayalı çabalarla aşılması gereği" vurgulanıyor ve "İlişkilerimizin gerçek anlamda bir stratejik ortaklığa dönüştürülmesi ortak hedefimiz olmalıdır" deniyor.Irak: Bu bölümde, Irak'taki gelişmelerin Türkiye'nin karşısına "çok boyutlu bir güvenlik tehdidi" çıkardığı belirtiliyor ve şu ifadelere yer veriliyor: "Bu durum Türkiye'nin askeri güçle desteklenen etkin bir siyasi caydırıcılık stratejisi uygulamasını gerekli hale getirmiştir. MHP, Kuzey Irak'a karşı askeri bir müdahale lehindeki eğilimini hukuki argümanla şöyle dile getiriyor: "Bir ülkenin kendi topraklarını başka bir ülkeye saldırı amaçlı kullandırması, uluslararası hukuka göre, meşru mukabele hakkını doğuran, hasmane bir eylemdir. Türkiye'nin meşru savunma hakkı bütün unsurlarıyla doğmuştur". Önce Türk dünyası Seçim beyannamesini yayımlamış olan diğer bir parti de İşçi Partisi. Bu bildirgede dış konulara ve daha çok ABD ve AB ile ilişkilere, genel ideolojik görüşler ve sert sözcükler içeren sloganlar çerçevesinde yer veriliyor.Bildirgenin başında isim verilerek AKP, CHP, MHP'ye çatılıyor ve bu partilerin "ABD'nin Haçlı Seferlerinde eşbaşkanlık görevi almak ve kendilerini beğendirmek çabası içinde oldukları" iddia ediliyor.İşçi Partisi iki konuda spesifik olarak nasıl bir yol izlemek istediğini şöyle açıklıyor: Ortadoğu'da bir ittifak kurulacak ve Türkiye böylece Avrasya'da yerini alacak. İttifaka katılması öngörülen ülkeler arasında İran, Irak ve Azerbaycan sayılıyor... Diğer konu Kıbrıs'la ilgili. Bu bağlamda "KKTC'nin Türkiye ile bütünleşmesinin adım adım gerçekleştirileceği" belirtiliyor. Beyannamede "Ne ABD ne AB, bağımsız Türkiye" sloganının son mitinglerde benimsendiği ve İşçi Partisi'nin son zamanlarda Avrupa'da da boy gösterdiği belirtiliyor. skohen@milliyet.com.tr Farklı görüş