ATİNA
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Atina'daki resmi görüşmelerinin sonucu, kısaca şöyle ifade edilebilir:
Ne fazla, ne eksik... Yani bu ziyaretten önceki beklentiler ne idi ise, onlar gerçekleşti.Bu kadar da, küçümsenecek bir sonuç değil: Daha önce müzakere edilip kesinleşen 5 önemli işbirliği anlaşması imzalandı. İki hafta önce Ankara'da imzalanan 4 anlaşma ile bu 9 eder. Üstünde çalışılan bir anlaşma daha var (çifte vergilendirme konusunda); onun da yakında tamamlanması bekleniyor.
Cem ile meslektaşı Papandreu, işbirliğinin daha pekiştirilmesi için çeşitli fikirler üzerinde durdular.
Bu aşamada bu fikirler veya öneriler henüz olgunlaşmadı. Örneğin, Cem'in daha önce ortaya attığı 9 maddelik "güvenlik paketi" gibi. Ege için bir ortak Güvenlik Komitesi'nin kurulması fikri ele alındı ve sadece bu konuda görüşmelerin devam etmesine karar verildi. Zaten iki taraf da bu hassas konuda Atina'da hemen bir anlaşmaya varılmasını beklemiyordu. Tıpkı, Yunan tarafının Ankara'da yeni elçilik binasının inşasına ve Trabzon'da bir konsolosluğun açılmasına izin verilmesi talebi üzerinde olduğu gibi...
Unutmamalı ki (dün de belirttiğimiz gibi)
Türk - Yunan yakınlaşması başlayalı henüz 6 ay oldu. Cem'in ifadesi ile (ki Papandreu da ortak basın toplantısında buna katıldığını vurguladı)
"Bu 6 ayda 40 yılda yapılanlardan daha fazla"... En önemlisi iki ülkede de bu yakınlaşma sürecinin ve diyaloğun sürdürülmesi konusunda samimi bir istek ve siyasi irade var.
* * *
ÖYLE görünüyor ki, Ankara ve Atina ilişkilerde kazanılmış olan ivmeyi korumak ve çeşitli alanlardaki işbirliği ile güven ortamını yarattıktan sonra, "ihtilaflı konuları ele alma stratejisi"nde birleşiyor.
Diğer bir deyişle Ege üzerindeki uyuşmazlıklar (kıta sahanlığı, hava sahası, kara suları, vs.)
henüz gündemde değil. Ve daha bir süre olmayacak.
Yunanistan'da bu sorunların (ve de Kıbrıs'ın) bir an önce ele alınmasını isteyenler çok. Bu nedenle 6 ayda kaydedilen gelişmeyi yeterli saymayanlar ve yumuşama sürecinde Yunanistan'ın "veren", Türkiye'nin "alan" taraf olduğuna inananlar var. Dün Cem ve Papandreu'ya bir Yunan gazetecisinin sorduğu soru, bu kanaati yarattı. İki Bakan da, bunun doğru olmadığını, aslında bu süreçten iki tarafın da kazandığını belirtti.
Papandreu güzel bir benzetme yaparak "Siz sadece tek bir fotoğrafa değil, bütün filme bakınız" dedi ve bu filmin devam etmekte olduğunu da ekledi...
* * *
NE var ki önümüzdeki 2 - 3 ayda bu filmin - veya sürecin - temposunun yavaşlaması, kaçınılmaz. Çünkü Yunanistan genel seçimlere gidiyor.
Cem ve Papandreu anlaşmaları imzalarken ve basına hitap ederken, Başbakan Simitis de 9 Nisan'da "erken seçimler"in yapılacağını açıklıyordu.
Artık Yunanistan'da her şey - ve dış politika - seçimlere endekslenecek demektir bu...
Simitis, dün Yunan meslektaşları ile 2 günlük bir konferans için Atina'ya gelen Türk gazetecilerle sohbet ederken, bunun Türk - Yunan ilişkilerine nasıl yansıyacağı konusundaki bir soruya güzel bir yanıt verdi: "Bizim için Türk - Yunan yakınlaşması, karşılıklı olarak çıkarlarımıza uygun olduğu için önemlidir. Biz bunu oy açısından değerlendirmiyoruz"...
Umarız öyledir ve seçim kampanyası, oy kaygısı ile, Türk - Yunan yakınlaşma sürecini aksatacak beyan ve davranışlara yol açmaz.
Ama, bu dönemde, iç politika faktörlerinin yakınlaşma sürecine gölge düşürmemesi çok önemli.
Önceki akşam Cem Atina'ya geldiğinde Papandreu'nun kaşılama konuşmasında neden Kıbrıs konusunda bir çıkış yaptığını hepimiz merak ettik.
Birçok Yunanlıdan aldığımız yanıt şu: Kıbrıs konusunda Papandreu partisinden, muhalefetten ve basından o kadar baskı altında kaldı ki, buna değinmek zorunda kaldı. Hele seçimler bu kadar yaklaşmışken...
Ama dün Papandreu, bu konudaki sorumu yanıtlarken farklı konuştu: Bu meselenin BM gözetiminde Cenevre'de görüşülmekte olduğunu anımsattı ve bu görüşmelerin devamının çok önemli olduğunu belirttikten sonra, Türk - Yunan yakınlaşmasının da Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasında da umut yarattığını söyledi...
Öyle anlaşılıyor ki, seçim döneminde çıkabilecek bazı çatlak sesleri fazla ciddiye almamak gerekecek. Önemli olan, sürecin devamı konusundaki isteğin ve kararlılığın zayıflamamasıdır...Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr