Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gönül arzu ederdi ki bu cesur ve sembolik jesti ilk yapan, AB olsun. O AB ki, bir ara -Rum kesimini Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında üye yapmanın sıkıntısının hissetmeye başladıktan sonra- Türk tarafına ambargolara son vermek için elinden geleni yapacağını taahhüt etmişti...Şimdiye kadar AB sözünü yerine getirecek bir şey yapmadı. Buna karşılık ABD Ercan yolu ile KKTC'ye, önce bir ticaret heyeti gönderdi. Bu hafta da, Washington'daki Rum lobisinin tüm baskılarına rağmen, Bush yönetiminin desteği ile, bir Kongre delegasyonu KKTC'ye direkt uçtu ve üstelik Ercan Havaalanı'nda ABD'nin Kıbrıs büyükelçisi tarafından karşılandı...* * *İLK bakışta basit gibi görünen bu gezi, psikolojik ve siyasal büyük bir anlam taşıyor. Ziyaret Kıbrıs Türklerinin moralini yükseltti, ABD'nin desteğinin lafta kalmayacağı umudunu artırdı. Bunun önümüzdeki günlerde ve haftalarda bazı somut sonuçlar vermesi de bekleniyor. Örneğin, Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın Ercan-Washington direkt seferlere başlaması planlanıyor. ABD'nin bu açılımı Türk tarafını ne kadar sevindirdiyse, Rumları da o kadar sinirlendirdi. Ancak bütün tepkilere rağmen Washington (resmi sözcülerin de ağzından) bu yeni politikasında ısrar ediyor. Kongre üyeleri, bu vesileyle Papadopulos yönetiminin uzlaşmazlığına karşılık vermek ve onu yola getirmek istediklerini de gizlemiyorlar. Nitekim dün Türk-Amerikan İş Konseyi'nin (TAİK) İstanbul'da düzenlediği konferansta konuşan eski Temsilciler Meclisi üyesi Larry LaRocco açıkça şöyle dedi: "Bizim oraya gitmemizden sonra uluslararası camia esas izole olan tarafın Kuzey değil, Güney Kıbrıs olduğunu gördü"... Bu ziyaretin zamanlaması da anlamlı: BM Genel Sekreteri'nin yardımcısı halen Kıbrıs'ta. Annan'ın yeni bir inisiyatif başlatması söz konusu. Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisi sırasında bunun daha somutlaştırılması bekleniyor. ABD'nin de giderek bu konuda devreye girmekte olduğu gözleniyor. Kongre üyelerinin KKTC çıkarması bu yönde de açık bir işaret veriyor... ABD'nin KKTC'nin izolasyonunu delen hareketlerinin, başka ülkeleri de cesaretlendireceği umuluyor. AB'nin şu sırada kendi iç çalkantıları ile başı dertte olduğu için, belki o yönden fazla bir şey beklememeli; ama Körfez ülkelerinden ve Pakistan'dan bazı olumlu sinyaller gelmeye başladı bile... * * *BU ziyaretin olumlu bir yan etkisi de Türk-ABD ilişkilerinde hissediliyor. Ankara Washington'un tam Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde yaptığı bu jesti, memnunlukla not etmiş durumda.Aslında Türk-ABD ilişkilerinin son geçirdiği krizden sonra yeniden rayına oturtulması için, özellikle kamuoyunun sempatisini de kazandıracak davranışlara ihtiyaç var. Dünkü TAİK konferansında seçkin Türk ve Amerikalı konuşmacılar, karşılıklı beklentilerin ne olduğunu etraflıca ortaya koydular.Bu tartışmadan çıkan sonuçlardan biri de şu: ABD, Türkiye'nin Bush yönetiminin Irak ve Ortadoğu (Suriye, İran) politikalarına daha aktif destek vermesini bekliyor. Türkiye ise, ABD'nin öncelikle Irak'taki PKK varlığına son vermesini bekliyor.Herhalde ABD'nin (hele Başbakan'ın Washington ziyareti öncesinde) bu yöndeki bir hareketi, Ankara'da da yeni bir "öpücük" sayılacak... skohen@milliyet.com.tr KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, bir ABD Kongresi heyetinin KKTC'ye yaptığı ziyareti "hayat öpücüğü" olarak nitelendirmekte haklı. Çünkü ilk kez bir yabancı parlamento heyeti, Ercan Havaalanı'ndan direkt giriş yaparak böyle bir ziyareti gerçekleştirmiş, yani bir bakıma Kıbrıs Türklerinin mahkûm edildiği izolasyonu -veya ablukayı- kırmış oldu.