YEVGENİ Primakov, Rusya'nın son dönemde en önde gelen ve Türkiye dahil dış dünyada da tanınan, önemli devlet adamlarından biri. 1990'ların başında Dışişleri Bakanı ve 1998 - 99'da başbakan olarak görev yapan Rus politikacısı, özellikle Ortadoğu, Orta Asya ve Afganistan konusunda engin bilgi ve deneyime sahip. Halen OVR partisinin milletvekili olarak Duma'da siyasi yaşamını sürdürüyor. Başkan Putin de önemli olaylarda ona hep danışıyor, görüş ve tavsiyelerini alıyor.
Primakov dün, Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi DEİK'in İstanbul'da düzenlediği bir toplantıda, 11 Eylül olayları ve sonrası ile ilgili düşüncelerini konukları ile paylaştı ve ilginç mesajlar verdi.
* * *
PRİMAKOV "11 Eylül trajedisi" diye tanımladığı terörist saldırı karşısında Rusya'nın ABD'ye tam destek verdiğini, bunun da doğru olduğunu belirtti. Onun deyişi ile, ABD'nin Afganistan'ı vurmak suretiyle gösterdiği tepki, intikam alma duygusuna dayanıyorsa da, bu "adil bir reaksiyon"dur. Kim olursa böyle yapardı...
Ancak Rus devlet adamına göre ortaya çıkan sorunu duygusallıktan uzak değerlendirmek gerek. Konuşmasının çeşitli yerlerinde ve sorulara yanıtlarında söylediklerine bakılırsa, bu değerlendirmede iki konuyu göz önünde bulundurmalı: Birincisi terörle savaşta terörizmin temel nedenlerine eğilmek zorunluğu. İkincisi ise, bu savaşın daha geniş cephelere yayılmaması gereği...
* * *
BİRİNCİ konuda Primakov, Ortadoğu'yu, yani İsrail - Filistin uyuşmazlığını ön plana alıyor ve bu sorunun şimdi ciddi olarak ele alınıp, Mitchell Raporu'ndaki tavsiyeler doğrultusunda ateşin kesilmesi ve uzlaşma ortamının oluşturulması için adımlar atılmasını tavsiye ediyor. Onun görüşünce şimdiye kadar bu işe sadece ABD soyunuyordu. Artık bundan sonra barışçı çabalara Avrupa, Rusya, Mısır ve Ürdün de mutlaka katılmalıdır.
"Bu yapılırsa, terörün köküne ve temel nedenlerinin birine inilmiş olur" diyor Primakov. Aksi halde terörizm önlenemez.
Bu bağlamda, Rusya politikacısının vurguladığı önemli bir husus daha var: Dünyayı "medeni ve medeni olmayan toplumlar" diye ayırmak çok yanlış. Aynı şekilde "İslam alemi içinde, fundamentalistler (köktendinciler) ile teröristleri de birbirine karıştırmak doğru değil." Her dinde fundamentalistler bulunabilir. Eğer terörizm ile savaşta İslam ülkelerinin desteği isteniyorsa, bu sınırı iyi çizmek lazım...
* * *
PRİMAKOV'a, Rusya'nın 11 Eylül sonrasında ABD'ye tam destek vermesinin esas nedenlerini sorduk. Acaba Putin, Çeçenistan politikasında ABD'nin şimşeklerini çekmemek ve Batı'dan anlayış görmek için mi bu desteği verdi?
Yanıtı, "Çeçen ilintisi" argümanının doğru olmadığı şeklinde oldu. Ona göre bu destek, alınması gereken doğru tavır bu olduğu için, verildi...
Bize kalırsa, her ülke gibi Rusya da kuşkusuz bu desteği verirken, sağlayacağı avantajları ve kazanımları da hesaplamıştır. Primakov bu faktörlere girmedi; ama Moskova'nın böyle hesaplar yapmamış olması herhalde düşünülemez...
Ancak, Primakov, sanıyoruz bugünkü Rus politikasını da yansıtan, önemli bir tespitte bulundu: Rusya, Afganistan'daki müdahaleyi destekliyor. Ancak "bu savaş genişlemeye yüz tutarsa, Rusya'nın tutumu değişebilir."
Putin'in politikasını iyi bilecek durumda olan Primakov'un bu sözleri, Mokova'nın ABD'ye bir yere kadar destek olmak niyetinde olduğunu gösteriyor.
Yarın: Arafat kazanıyor