'Kararlı ve sabırlı olun. Sonunda başaracaksınız!..' Türkiye'nin AB projesi ile ilgili bu tavsiye, Avrupa'nın ta öbür ucundaki Portekiz'in Cumhurbaşkanı Jorge Sampaio'dan geliyor.
Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunan 64 yaşındaki Portekiz lideri, dün DEİK'e bağlı Türk - Portekiz İş Konseyi'nin İstanbul'da düzenlediği yemekte, "bir dost olarak" konuşurken, kendi ülkesinin bu konudaki tecrübelerini de naklederek bazı mesajlar verdi.
"Portekiz'in AB ile üyelik müzakereleri de uzun sürdü" dedi Sampaio. Gerçekten Portekiz'in - komşusu İspanya gibi - müzakere süreci tam 7 yıl tuttu. "Ancak bu süreç ülkenin kalkınmasına, gelişmesine de yardımcı oldu... AB ile müzakereler hiç bitmez. Bakın, masada yanımda oturan (AB işlerinden sorumlu) Bakan, hala çetin müzakerelerde bulunuyor"...
***
Sampaio, AB'nin Türkiye'yle 2004'ün sonunda müzakereleri başlatma kararını alacağını umuyor. Gerek DEİK'in toplantısında, gerekse Ankara'da verdiği demeçlerde vurguladığı husus şu: Türkiye reformlar yolunda büyük mesafe katetti. Şimdi insan hakları ve demokrasi kriterleri ile ilgili ilerlemelerin yaşama geçmesi, yani uygulama aşamasına geçilmesi önemli. Türkiye sebatla bu yolda ilerlerse, AB üyeliğini - tabii bu uzun ve çetin müzakere sürecinin sonunda - gerçekleştirebilecektir.
Portekiz Cumhurbaşkanı Türkiye'nin jeopolitik konumunun önemli olduğunu düşünmekle beraber, AB açısından bazı "manevi değerlerin ve kriterlerin, stratejik çıkar mülahazalarının önünde yer aldığını" anımsatıyor. Bu bağlamda AB'nin dinsel ve kültürel farkları göz önünde bulundurmaması gerektiğini de savunuyor. On milyon nüfusunun büyük kısmı Katolik olmakla beraber laik bir yapıya sahip olan Portekiz'in görüşü, Türkiye'nin farklı bir dine ve kültüre sahip olmasının AB üyeliğine engel olmaması gerektiğidir.
***
Salazar diktatörlüğünün 25 Nisan (1974) devrimi ile alaşağı edilmesinin ardından demokrasi yoluna giren Portekiz'in Avrupa camiasına girmesi, demokrasi yolunda hızlı adımlar atması ile mümkün oldu. Sonuçta yıllarca izole bir yaşam sürdüren ve Batı Avrupa'nın en geri ülkesi sayılan Portekiz, özellikle AB'ye katıldıktan sonra, ekonomik ve sosyal alanlarda da büyük atılımlar gerçekleştirdi. Bugün fert başına milli geliri 15 bin doları bulan Portekiz, gerçekten çeyrek yüzyıl önceki o geri ülkeden çok farklı (çok daha müreffeh) bir tablo yansıtıyor.
Portekiz'in geçirdiği bu transformasyondan ve özellikle AB deneyiminden, Türkiye'nin alacağı çok ders vardır. Özellikle AB ile müzakere süreci içinde benzerlik arz eden alanlarda Portekiz, (İspanya ve Yunanistan) gibi ülkelerin tecrübelerinden yararlanmak lazım...
***
Son zamanlarda AB ülkelerinin liderlerinden Türkiye'nin üyeliğine daha sıcak bakıldığına ilişkin işaretler geliyor. Şansöyle Schröder'in ve Dışişleri Bakanı Fischer'in son demeçleri bu bağlamda umut vericidir.
Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile ortaklık anlaşmasının 40 yılı tamamlandı. Türkiye tam 40 yıldır bu uzun ve çetin yolda yürüyor. Bazı ülkeler (Portekiz gibi) bizden sonra bu yola girdi, ama daha hızlı ilerleyerek bu camiaya girdi. Türkiye de şimdi bunu başarabilir. Bunun için en çok gereken şey, Sampaio'nun dediği gibi sebat ve sabırdır...