Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Afganistan'a karşı yürütülen askeri harekattan bir ay sonra, ABD'nin "terörizme karşı savaş" stratejisinin tam olarak ne olduğu hakkında hala zihinlerde yanıt bekleyen birçok soru var.
Bilinen şey şu: Bin Ladin ve El Kaide'nin peşinde olan ABD, onu barındıran Kabil'deki Taliban yönetimini alaşağı etmek üzere, bu aşamada yoğun hava akınlarını sürdürüyor. Amaç, Taliban'ın askeri altyapısını yıkmak ve ikinci aşamadaki kara operasyonlarına zemin hazırlamak. Bu operasyonları da ABD, geniş bir kara savaşı şeklinde kendi yürütmeyecek, bunu Kuzey İttifakı güçlerini yönlendirerek gerçekleştirecek.
Bu, tabii aylar belki yıllar sürecek. Bu yoldan Taliban saf dışı edilse bile, teröristlerin başı ve yandaşları ele geçirilebilecek veya yok edilebilecek mi? Bu da belli değil. Ama asıl merak edilen şey, ABD'nin bu "savaş"ta teröristleri barındıran veya destekleyen diğer ülkeleri de hedef alıp almayacağı, yani onları da vurmaya kalkışıp kalkışmayacağıdır.
* * *
BİZ bu soruyu Yavuz Baydar'ın CNN - Türk'te "Soru - Cevap" programına önceki akşam çıkarttığı, ABD'nin önde gelen deneyimli stratejisti, Ulusal Güvenlik Kurulu eski üyesi Brent Scowcroft'a sormak fırsatını bulduk.
Aldığımız yanıt şöyle: "Başkan Bush teröristlerle onlara destek veren ülkeler arasında fark gözetilmeyeceğini açıkladı. Ancak şimdi operasyonlar Bin Ladin ve Afganistan üzerinde odaklanıyor. Bence vurgulanması gereken nokta şu: ABD olayı tek tek ele alıyor ve öncelikle Afganistan üzerinde duruyor. Yani giriştiği eylemde birçok ülkeyi birden hedef alıyor. Eğer Afganistan'da başarıya ulaşılırsa, bu gereken mesajı vermiş olacak ve terörizme karşı savaşılabilir denebilecektir."
Yavuz Baydar'ın buna ek bir sorusu konuya açıklık getirdi: Irak bu hedeflerden biri mi? Scowcroft'a göre, Saddam rejiminin toplu imha silahları ürettiği, bazı terörist gruplara da destek verdiği bilinmekle beraber, şu anda böyle bir plan yok. Onun deyişi ile "Afganistan üzerinde odaklanan operasyon sırasında böyle bir hareket, koalisyonun dağılmasına yol açabilir... Koalisyonu güçlü kıldığımız müddetçe sonrasına bakabiliriz"...
* * *
BU sözlerin, bir süreden beri Washington'dan gelen haberlerin doğrultusunda olması, rastlantı değil.
Bush yönetimindeki bazı "şahin"lere atfen verilen haberlerde veya "New York Times" gibi ciddi gazetelerde yayımlanan (örneğin William Safire'inki gibi) makalelerde, Irak'ın bundan sonraki hedef olabileceği açıkça ihsas ediliyor.
Diğer bir deyişle, Saddam'ı alaşağı etmek ve böylece Irak'ı terörizm tehdidinin kaynağı olmaktan çıkarmak hedefi, Amerikan stratejistlerinin kafasında iyice yer alıyor.
Bugün için
(eylem Afganistan üzerinde odaklanmışken) Irak'a karşı bir harekat söz konusu olmayabilir. Belki, yakın bir gelecekte de böyle bir müdahale gerçekleşmeyebilir. Zaten şu sırada ABD böyle bir hareketi haklı gösterecek yeterli kanıta da sahip değil. Nitekim bunu sağlamak için büyük çaba harcıyor. İnandırıcı bulgular elde ettiği anda, müdahale ortamı olgunlaşmış sayılabilir.
Bunun nasıl bir müdahale olabileceği de başka bir sorudur. Hava harekatı mı? Kara savaşı mı? Yönetime karşı olan Irak'taki güçlerin devreye sokulması şeklinde mi? Bunda Kuzey'deki Kürt grupları kullanılacak mı? Ve en önemlisi, Türkiye'ye de bunda aktif bir rol vermek istenecek mi?
Yukarıda dediğimiz gibi, soru yok, yanıt yok denecek kadar az - veya tatmin edici değil...