İNGİLTERE, Afganistan’daki çokuluslu gücün (ISAF) komutasını Türkiye’ye devretmek konusunda çok istekli. Türkiye’nin ise bu görevi teslim almak hususunda tereddütleri devam ediyor.
İngiltere Başbakanı Blair ile Başbakan Ecevit arasında önceki akşam yapılan telefon görüşmesinin ışığında, ortaya çıkan durum bu.
İngiltere’nin bu konuda bu kadar hevesli ve aceleci davranmasının başlıca nedeni 3 ay için üstlendiği ISAF komutanlığı misyonunun 22 Nisan’da sona ermesidir. Blair hükümeti - özellikle muhalefetin de baskısı ile - bu görevi o tarihte mutlaka devretmek istiyor.
Peki, neden Türkiye? Bunun da çeşitli nedenleri var: Ankara’nın başta Afganistan’a asker gönderme ve ISAF’ın komutanlığını üstlenmek konusunda gösterdiği ilgi, İngiltere ve ABD’yi cesaretlendirdi. Batı’nın önde gelen ülkeleri, NATO üyesi Müslüman bir ülke Türkiye’yi bu iş için "biçilmiş kaftan" olarak görüyor.
***
AFGANİSTAN’A barışı korumak amacı ile çokuluslu bir güç gönderme kararı alınırken Türkiye buna katılmak istediğini ilan eden ilk ülkeler arasında yer aldı.
Balkanlar’dan sonra, Afganistan’da da Mehmetçiğin görev yapması fikri, kamuoyunda heyecan yarattı.
Ancak Ankara’da siyasi ve askeri yetkililer, konuyu etraflıca inceleyince, bunun göründüğü gibi kolay bir iş olmadığı sonucuna vardı.
Nitekim 261 kişilik Türk birliğinin Afganistan’a sevki zaman aldı.
"Şimdi de 17 ülkeden 4 bin küsur askerin oluşturduğu ISAF’ın komutasını üstlenmekte Ankara aceleci davranmamayı, tüm detayları iyice incelemeyi ve bunları müttefikleri ile görüşmeyi yeğliyor. Nitekim günlerden beri Ankara özellikle Washington ve Londra ile bu konuda sıkı dirsek temasında. Müttefikler istekli. Türkiye temkinli. Henüz karar yok...
***
MEDYADAKİ haberlere bakılırsa, görüşmeler "para" üzerinde odaklanıyor. Ankara’nın böyle bir misyonu layıkı ile yerine getirmek için, dış mali destek istediği doğrudur. Ama yetkililerden aldığımız bilgi, bu konuda henüz karar aşamasına gelinmemiş olmasının tek nedeninin "para" olmadığı merkezindedir.
Mali destek konusu, gerçekten detaya inilince, hukuki, ekonomik birtakım sorunlar yaratıyor. Bu paranın kimler tarafından, ne şekilde sağlanacağını belirlemek kolay değil. Ancak ABD ve İngiltere bu konuda çalışıyorlar. Sonunda herhalde bir yolunu bulacaklar...
Ama Türkiye için halli gereken başka sorunlar da var: ISAF’ın "görev ve yetkileri" bundan sonra ne olacak? Şu anda ISAF sadece Kabil bölgesinde konuşlandırılmış durumda. Amerikalılar bazı birliklerin ülkenin başka bölgelerinde de görev yapmasını istiyorlar. Bu nasıl olacak? Son zamanlarda Afganistan’da cereyan eden bazı çatışmalar, ISAF’ın bu gibi hallerde nasıl hareket edeceğini açıkça belirlenmesi gereğini ortaya koydu. Yoksa ISAF askerleri iki ateş arasında da kalabilir...
***
İŞTE bu konular da Ankara’nın temkinli davranmasına ve önce tüm "teknik" sorunların açıklık kazanmasını beklemeye sevk ediyor.
Bir Türk yetkilisinin deyişi ile öylesine önemli bir adım atmadan, "Türkiye önce önünü görmek durumunda". Yani Ankara gözü kapalı ISAF’ın başına geçmeye niyetli değil. Kuşkusuz bu Türkiye’nin itibarını ve etkinliğini artıracak bir misyon. Ama bunun risk payını asgariye indirmek de şart.