Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu gerçekten çok hazin bir olaydı: Bağdat'ın işlek bir yerinde, terör canavarı, Amerikan askerlerinin elinden şeker alan Iraklı çocukları hedef almıştı. Bu saldırıda 1 Amerikan askerine karşılık, 32 Iraklı çocuk hayatını kaybetmişti...Bu vahşet, artık terörizmin de çığırından çıktığını gösteriyor. Irak'ta eylemcilerin hedefi şimdi Amerikan askerlerinden veya işgal güçlerinden çok, Iraklılar oluyor. Hem de sadece polisler değil, aynı zamanda siviller, kadınlar, yaşlılar ve hatta çocuklar... Yani Iraklı eylemcilerin bombalarının başlıca hedefi ve de kurbanı, Irak halkı oluyor...***BU durumda Iraklıların, kendilerini inandıkları dava uğruna feda eden (ister "direnişçi", ister "asi", ister "terörist" deyin) eylem gruplarına güvenmeleri mümkün mü? Otuz küsur çocuğun hayatına mal olan bombalı saldırının ardından, perişan anne babaların ve halkın olayın faillerini nasıl lanetlediğini bütün dünya TV ekranlarında da gördü. Irak'ta eylemcileri tek bir amaca yönelik -örneğin işgale karşı- faaliyette bulunan tek bir kategori içinde görmek imkânsız. Aralarında Baasçılardan farklı bir gündemi bulunan köktendincilere, dış bağlantılı militanlara ve yabancılara, nihayet kendi çıkarları peşinden koşan mafyacılara kadar, çeşitli unsurlar var. Tabii Irak'ta Amerikan işgalinin devam etmesi, nedenleri veya amaçları değişik de olsa, bütün eylemcilerin "direnişçi" olarak görünmesine yol açıyor.Gerçek şu ki, Irak'ta ABD askeri varlığı devam ettikçe ve Irak merkezi yönetimi tam yerine oturmadıkça bu eylemler daha çok devam edecek, çocuklar dahil, daha çok Iraklı sivil, bombalı saldırılara kurban gidecektir...***IRAK'ta -Amerikan askerlerini çekilme tarihi için olmasa da- siyasi yapılanma süreci bağlamında, işleyen bir takvim var. İlk önemli tarih, 15 Ağustos. O zamana kadar yeni anayasa hazırlanacak, ekimde referanduma sunulacak, aralıkta genel seçimler yapılacak. Ve Ocak 2006'da yeni hükümet işe başlayacak.Şiddet dalgası içinde, bugünkü geçici yönetim, bu programı takvime göre uygulayabilecek mi?Kolay değil, ama mümkün. Hafta içinde Abant'ta yapılan bir konferans, Iraklı politikacıların ve aydınların bu konuda kararlı ve de umutlu olduğunu ortaya koydu.İstanbul merkezli "Ortadoğu ve Balkan İncelemeleri Vakfı"nın "Irak Demokrasi ve Kalkınma Vakfı" ile birlikte düzenlediği konferans, Irak'ın çeşitli kesimlerinden gelen 30 şahsiyeti bir araya getirdi. Vakfın Başkanı Güner Öztek'in deyişiyle farklı eğilimli bu Iraklıların, ülkenin geleceğini tartışmak üzere Türkiye'de bir araya gelmesi ve Irak üst kimliği üzerinde hemfikir olması, kendi başına önemli bir gelişme. Katılımcılardan emekli Büyükelçi Özdem Sanberk'in de belirttiği gibi, bu, Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılanması sürecinde bir "katalizör" olarak önemli bir rol oynayabileceğini de gösteriyor. Abant'ta Iraklıların söylediklerine bakılırsa, Bağdat'ın isteği ve beklentisi de bu yönde... skohen@milliyet.com.tr SON günlerde Londra'daki terör eyleminin tamamen ön plana geçmesi nedeniyle, Irak'ta "günlük vak'a" haline gelen intihar saldırıları, eskisi kadar dikkati çekmez oldu. Ancak önceki gün Bağdat'taki dramatik eylem, gözlerin yeniden Irak'a çevrilmesine yol açtı.