Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şu sırada başlıca hedef İngiltere -özellikle Londra'nın metrosu... Giderek sıklaşan saldırılar karşısında İngilizler sabah kalktıklarında "Bakalım bugün ne olacak?" demekten kendilerini alamıyorlar.Avrupa'nın diğer merkezlerinde de aynı kaygı hüküm sürüyor. Tabii Amerika'da da öyle.Bu durumda insanların terörle beraber yaşamayı öğrenmekten başka çareleri yok. Veya şöyle de diyebiliriz: "Devlet" terörle mücadele ederken, "vatandaş" da böyle olağanüstü şartlar içinde, yeni bir yaşam tarzını kabullenmek zorunda...***BU, eski rahat günleri aratabilecek gerçekten zor ve sıkıntılı bir yaşam tarzı... Artık insanlar işlerine veya evlerine giderken metroda veya otobüste, her an bir bombanın patlayabileceği endişesini taşıyacaklar. Ona göre çok dikkatli olacaklar, etraflarını şüpheci gözlerle süzecekler... (İngiliz güvenlik makamlarının Londralılara tavsiyesi bu)... Havaalanlarının yanı sıra artık metro istasyonlarında, otobüs terminallerinde, kamu binalarında, giriş-çıkışlar sıkı kontrol edilecek. (Dün New York ve diğer ABD şehirlerindeki metrolarda "rasgele denetimler" başladı)... Güvenlik bağlamında birçok ülkede şimdi yeni bir dizi önlem düşünülüyor: Örneğin insanların belirli yerlerde hareketlerinin video-kameralarla izlenmesi gibi. (İngiltere'de metroda bu sistem var)... Veya büyük iş merkezlerinin, bar ve lokantaların girişinde özel korumaların görevlendirilmesi gibi (İsrail'de yıllardır uygulanıyor)... Bazı Avrupa ülkeleri (İspanya, İtalya gibi) sabit veya cep telefonlarını ve e-mail gibi elektronik iletişim sistemlerini denetim altına alacak. Yani konuşmalar gerek görüldüğünde güvenlik makamlarınca kayda alınacak... Sokaklarda üniformalı polis görmeye pek alışık olmayan Avrupalılar (özellikle İngilizler) bundan böyle çoğu yerde güvenlik görevlileri ile karşılaşacak. (Dün Londra'da polisin metroda ateş açıp bir zanlıyı vurması gibi)... Turizm eski cazibesini kaybedecek, tatilciler ya ülkelerinde kalacaklar veya teröre hedef olmadığını düşündükleri yerleri tercih edecekler... ***BU listeyi daha uzatmadan şunu belirtelim ki, insanların bu yeni "yaşam tarzı"na uymaları kaçınılmaz.Kuşkusuz buna alışmak kolay değil. Teröre "birinci derecede" hedef olan ülkeler için bu daha zor.Bu tür saldırılar sakin, soğukkanlı, disiplinli olmayı gerektiriyor. İngilizler en azından şimdiye kadar bu niteliklerini kanıtlamayı bildiler. Başbakan Tony Blair'in önceki günkü çağrısı ibret verici idi: "Olup bitenleri küçümseyemeyiz. Amaçları halkı korkutmaktır. Ama biz normal yaşamımızı sürdürmeliyiz"... Nitekim fazla bir telaş veya kargaşa olmadı. İnsanlar yürüyerek de olsa işlerine veya evlerine gittiler. Borsa (City) dahi normal işlemlerini sürdürdü...Blair'in belirttiği gibi, teröristlerin şiddet yolu ile istediklerini elde etmesini (korkutmak, ekonomiyi sarsmak, ülkeyi zayıf düşürmek gibi) önlemek için, "normal yaşam"ı sürdürme kararlılığını göstermek lazım. Tabii bu "yaşam tarzı"nı ne kadar "normal" sayabilirsek... skohen@milliyet.com.tr Sınır tanımayan terörün nerede, ne zaman, kimi vuracağı belli değil... Bu, dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir anda olabilir.