11 Eylül faciası konusunda kesin söylenebilecek şey, bunun terörizmin ne başlangıcı, ne de sonu olduğudur.
New York’un ünlü ikiz kulelerini yerle bir eden saldırının, dünyada bundan önce gerçekleşen sayısız terör eylemlerinden çok daha fazla dikkati çekmesinin ve şok etkisi yapmasının birçok özellikleri vardı: Hedef ilk kez Amerikan topraklarında idi... Saldırı büyük bir sürpriz idi... Eylem, Hollywood’un dehşet filmlerindeki sahneleri andırıyordu... Saldırının şekli ve yöntemi, amacı gibi, bundan önceki terör eylemlerinden çok farklı idi...
Aslında terör eski bir olaydı ve ABD dışında birçok ülke şiddet eylemlerine sahne oluyordu. Bunların önemli bir kısmı etnik kökenli idi. Bir kısmı sosyo - ekonomik nedenlerden kaynaklanıyordu. Bir kısmı da bağımsızlık hareketi ile ilintili idi... Bu kategorideki bütün eylemlerin sahipleri - amaçları gibi - belli idi...
***
11 Eylül olayının başlıca özelliği ise, bu dehşet verici saldırının kimin tarafından hangi amaçla gerçekleştirildiğinin tam olarak anlaşılmamasıdır.
Eylem, her hali ile, terörizmin tarifine tıpatıp uygundu. Ama bunu planlayanlar kimdi? Ne istiyorlardı? Neden ABD’yi ve özellikle ikiz kuleler gibi "sivil" bir hedefi seçmişlerdi?
Bu konuda ortaya atılan çeşitli komplo teorilerini bir yana bırakırsak, saldırının ardından Usame bin Ladin’in ve El Kaide örgütünün ortaya çıkması eylemin amacı - ve nedenleri - hakkında önemli bir ipuçları vermiştir.
Genelde kabul gören görüş, 11 Eylül saldırısının, diğer alışılagelen terör eylemleri gibi, ciddi siyasal, sosyal ve ekonomik rahatsızlıklardan kaynaklandığıdır. Özellikle İslam dünyasında, ABD’nin (küreselleşmeden Arap - İsrail uyuşmazlığına ve despot Arap rejimlerine desteğe kadar çeşitli konularda) izlediği politikalara karşı büyük bir öfke, hatta kin ve nefret vardır. Bu ortamda (El Kaide gibi) radikal hareketler rahatça gelişebilmiş, kendine taraftar ve de hayatını vermeye hazır fedailer bulabilmiştir...
Dolayısı ile, bu görüşe göre, 11 Eylül saldırısının nedeni, ABD’ye karşı biriken, taşan öfke ve öç alma duygusu idi. Bununla, dev ABD dünyanın gözünde küçültülmek, gücü kırılmak ve de cezalandırılmak isteniyordu...
***
BİR noktaya açıklık getirmek gerekiyor: ABD’nin - suçlamalarda sözü geçen cinsten - "günahları" olabilir. Bazı ülkeler veya çevreler, Amerikalıların davranışlarından kızgınlık duyabilir. Ne var ki hiçbir neden veya gerekçe, 11 Eylül vahşetini haklı veya meşru kılamaz...
Kimileri bu faciadan bahsederken, sanki ABD böyle bir mukabeleye layıkmış, hatta binlerce masum insanın hayatına mal olan bu trajedinin esas müsebbibi bizzat kendisi imiş gibi bir mantık yürütmeye çalışıyor...
Korkunç saldırının ardından "El Kaide" ve yanlılarının yaptıkları açıklamalar - ve bu arada cihat çağrıları - aslında bu tehlikenin nereden geldiğini açık biçimde ortaya koyuyor.
***
11 Eylül saldırısına yol açan siyasal, ekonomik, sosyal nedenleri ciddiye almak, bu arada örneğin Ortadoğu sorununa çözüm bulmak, Amerikan aleyhtarlığını körükleyen haksızlıkları, adaletsizlikleri, dengesizlikleri ortadan kaldırmak şart.
Ama:
1) Bu amaca ulaşmanın yolu 11 Eylül’ler yaratmaktan geçmez...
2) Bu sorunlar bir günde halledilemez...
Terörü seçenler istediklerini elde etmedikleri takdirde, 11 Eylül benzeri eylemleri sürdürecekler mi?
Böyle bir tehlike var maalesef. Terörde 11 Eylül bir "son" olmayabilir.
Dünyanın bunun bilinci içinde, bir yandan terörün kaynağını oluşturan nedenlere eğilirken, bir yandan da yeryüzünü cehenneme çevirmeyi amaçlayanlarla savaşmaktan başka çaresi yoktur...