Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Terörizmin tanımı çoktan yapıldı ve de dünyaca kabul edildi. Bu tanıma göre, "kendi amaçlarına varmak için, kasten ve sistematik olarak şiddet eylemlerine başvuran gruplar veya örgütler", terörist olarak kabul edilir.
Şiddet eylemlerinin tarifi de - bombalı saldırıdan uçak kaçırmaya, kundaklamadan suikaste kadar - çeşitli yöntemleri sıralanarak açıkça yapılmıştır. Bu tür eylemlerin hepsi, nedeni veya amacı ne olursa olsun, terörizm kategorisine dahil edilmiştir.
Ama gelin görün ki, konu PKK olunca, özellikle Avrupa'da bazı çevreler, bu tarifi gözardı ediyor, bu örgüt mensuplarının veya yandaşlarının giriştiği şiddet eylemlerini terörizm olarak saymaktan kaçınıyor.
Daha geçen gün Yunan eski Dışişleri Bakanı Pangalos, PKK'nın bir terörist örgüt olarak kabul edilemeyeceğini söylüyor, örgütün şiddet eylemlerine başvurmasını da "zaten başka çareleri yok" gibi bir bahane ile haklı göstermeye çalışıyordu...
* * *
DİYECEKSİNİZ ki, Pangalos bu! Kendisinden her türlü saçmalık beklenir. Tesadüfen Göztepe'deki katliamın hemen ardından söylediği bu lafları ciddiye almaya değmez...
Pangalos Başbakan Simitis tarafından (Apo'nun Kenya serüvenini yüzüne gözüne bulaştırdığı için) işinden atıldı, ama Simitis'in kendisi, partisi ve hükümeti de PKK'yı resmen terörist örgüt, Öcalan'ı da teröristbaşı ilan etmeye bir türlü yanaşmıyor.
Yalnız Yunanistan olsa, neyse... Birçok Avrupa ülkesi ve kuruluşu da öyle davranıyor. Geçen hafta Avrupa Konseyi'nin dahi, PKK'yı terörist bir örgüt olarak kınamaya bir türlü dili varmadığını görmedik mi?
* * *
TÜRKİYE terörle savaştığı bu kritik dönemde, elbet uluslararası camiayı - özellikle dostları ve üyesi bulunduğu örgütleri - kendi yanında görmek ister; onların teröriste "terörist" demesini ve PKK'ya karşı mücadelesinde "köstek değil destek" olmasını bekler.
Hemen şunu belirtelim ki, uluslararası camianın bu konudaki çekingen tavrı, sadece Türkiye'ye yönelik değil. Teröre sahne olan birçok ülke - İngiltere'den İsrail'e, İspanya'dan Mısır'a kadar - bu alanda uluslararası destek görmediklerinden yakınmışlardır. "Çifte standart" uygulamalarının tek hedefi Türkiye değil...
Bu bakımdan bazı ülkeler veya kuruluşlar PKK'yı terörist ilan etmekten çekinmeye devam edebilirler. Bunda önemli olan, "söylem"den çok, "fiili davranış"tır.
* * *
ANKARA, artık dış ülkelerin ve kuruluşların PKK terörü karşısındaki tutumunu, dış politikasının kıstası sayıyor. Bu çerçevede başkalarının PKK için ne söyledikleri değil, ona karşı nasıl bir tavır aldıkları, esas alınmalıdır.
Örneğin Yunanistan'ın lafta PKK'yı "terörist" sayması da yetmez. Esas olan ona destek vermemesi ve Türkiye ile işbirliği yapmasıdır. Buna karşılık PKK ile ilgisi olmayan, onu desteklemeyen ülkelerin veya kuruluşların, terörist sıfatını kullanmaktaki tereddütleri, ilişkileri bozabilecek bir uyuşmazlığa dönüştürülmemelidir.
Kuşkusuz her ülkenin ve kuruluşun teröriste - tarifine uygun şekilde - adını doğru koyması gerekir. Türk diplomasisi bu yöndeki çabalarını yoğunlaştırmalıdır. Ancak bir uzmanının dediği gibi, "uluslararası camia, terörizm konusunu anlamaya başlıyor; ama çok yavaş"...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr