Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yakın geçmişte bu "ikinci yol diplomasisi"nin çok yararı görüldü. Bunun en canlı örneğini, Türk - Yunan ilişkileri oluşturuyor...Kıbrıs meselesinde yıllar boyunca anlaşmazlığın özü üzerinde çeşitli platformlarda yapılan müzakereler hiçbir sonuç vermemiştir. Ne yazık ki bu arada iki toplumu yakınlaştıracak "güven artırıcı önlemler" cinsinden herhangi bir adım da atılmamıştır. Denktaş yönetimi geçen nisanda iki toplumu ayıran kapıları açmak suretiyle, bu yönde cesur bir atılım yapmıştır. Bunun adada havayı birdenbire nasıl değiştirdiği şimdi ortada.Denktaş geçen hafta aynı yolda bir ikinci adım atarak Maraş'ın ve Lefkoşa Havaalanı'nın açılmasını önermiş, Türkiye de Rum tarafına liman ve havaalanları ile ilgili benzer bir jest yapmıştır.Ne var ki, Rum yönetimi bu son açılıma olumsuz bir tepki göstermiş bulunuyor. BM, ABD ve AB de bu konuda destekleyici bir tavır almaktan uzak.***PAPADOPULOS yönetiminin bu önerilere karşı çıkmasının nedeni, Denktaş'ın "esas çözüm yolunu saptırmaya çalıştığı" görüşünde olması ve "nasıl olsa AB takvimi lehimizde işliyor" rahatlığı içinde bulunmasıdır.Ancak uluslararası camianın da dolaylı olarak aynı eğilimi taşıdığı, "artık bu tür önlemler için zaman çok geç, meseleyi süratle kökünden halletmek gerek" dediğini görüyoruz."Boğaziçi Üniversitesi - TÜSİAD Dış Politika Forumu"nun İstanbul'da düzenlediği "Annan Planı - Hayal ve Gerçekler" başlıklı konferans, uluslararası camianın bu konuda ne düşündüğünü daha iyi saptamamıza yardımcı oldu. Tartışmalar, BM, ABD ve AB'nin şu görüşleri paylaştıklarını ortaya koydu: (1) Çözüm için tek yol, Annan planıdır. Bunun başka alternatifi yoktur. (2) Türk tarafı plan çerçevesinde bir çözüme yanaşmazsa, Nisan 2004'te Kıbrıs Rum kesimi AB'ye katılacaktır. (3) Bu aşamada önerilen "güven artırıcı önlemler" çözümün yerini alamaz...Konferansta, BM, ABD ve AB adına bunları söyleyenler, yetkili kişiler. Örneğin ABD'nin Kıbrıs Koordinatörü Thomas Weston "Annan planı ile bir başka plan arasında seçim yapmak söz konusu değil, çünkü daha iyi bir plan yok" diyor. "Güven artırıcı önlemler" için de, "evet, bunlar iyi bir hava yaratabilir, müzakere yolunu açabilir, ama çözüm planının muadili olamaz" şeklinde konuşuyor.BM'nin Kıbrıs özel temsilcisi De Soto'nun yardımcısı Robert Dann'dan da şu sözleri duyuyoruz: "Annan planının reddi ile önemli bir fırsat kaçtı. Şurada 10 ay kaldı, masaya dönülürse, çözüm sağlanabilir. Ama bunun için bir 'entelektüel kabul' ve siyasi irade gerek."Oslo'daki Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (PRIO) Başdanışmanı Dan Smith'in görüşü de şöyle: "Anan planı dışında (çözüme giden) yol yoktur. Anlaşma olmazsa, bundan esas zarar görecek olan Türk tarafıdır."***KULİSLERDE duyduğumuza göre Annan planını reddeden ve güven artırıcı önlemler öneren Denktaş önümüzdeki birkaç hafta içinde, daha özlü ve kapsamlı bir çözüm planı sunacak. Halen kendisinin bu konuda - Ankara ile birlikte - çalıştığı söyleniyor.Acaba bu, AB'si, ABD'si ve BM'si ile uluslararası camianın "ya Annan planı, ya da hiç" şeklinde özetlenebilecek ısrarlı tutumunu değiştirebilecek mi? skohen@milliyet.com.tr GÜNÜMÜZDE uluslararası sorunların çözümlenememesi halinde başvurulan yöntemlerden biri, "güven artırıcı önlemler" uygulamaktır. Amaç, anlaşmazlığın hallini kolaylaştıracak daha müsait bir ortam hazırlamak ve diyalog kanallarını açık tutmaktır.