Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Aslında TSK'nın sınır boyunca giriştiği hazırlıklar, Türk-Irak hududunun sarp dağlarla kaplı bir coğrafyada pek net olmaması ve teröristlerin buralarda sürekli faaliyette bulunması, ufak bazı askeri hareketlerin dahi "sınır ötesi" operasyon olarak algılanmasına müsait.AP ajansının haberi bu nedenle başta sansasyon yarattı. Sonradan sözü edilen olayın, Kuzey Irak'a karşı o beklenen harekât olmadığı anlaşıldı.Bunun ardından Genelkurmay Başkanlığı'nın sınır boyunca 3 ili "güvenlik bölgesi" ilan etmesi önemli bir gelişme. Bu, TSK'nın olası bir operasyon için hazırlıklarını daha ileri bir noktaya getirmekte olduğunu gösterdiği gibi, teröristlere karşı savaşı, Türk topraklarında sürdürmek niyetinde olduğunu da ortaya koyuyor. ÖNCEKİ akşam Türk askeri birliklerinin Kuzey Irak'a girdiğine ilişkin bir ajans haberinin dünyada heyecan yaratması şaşırtıcı değil. Günlerden beri uluslararası camianın gözü, Türkiye-Irak sınırına çevrili. Her an bir hareket beklenirken, doğrulanmayan haber dahi spekülasyonlara yol açmaya yetti. AP ajansının haberinin yarattığı telaşın dinmesinden sonra yabancı çevrelerde yapılan değerlendirmeler ilginç.Haberin doğru olmadığının, yani Türk ordusunun Kuzey Irak'a büyük bir harekât için girmediğinin anlaşılması, bu çevreleri rahatlattı.Geçenlerde de yazdığımız gibi, ABD, PKK'ya karşı TSK'nın girişeceği "hızlı ve sınırlı bir sınır ötesi operasyon"a karşı fazla tepki göstermeyecek. Bazı Avrupalı diplomatlardan, bunun AB ülkeleri için de söz konusu olabileceğini duyuyoruz.Ancak açıkçası, eğer harekât "geniş çaplı ve çok amaçlı" olacaksa, yani PKK teröristlerinin dışında Kuzey Irak'taki yöneticileri ve sistemi de hedef alacaksa, iş değişir. O zaman tepkilerin sadece Batı'dan değil, Rusya'dan, Arap dünyasından, BM'den, yani genel olarak uluslararası camiadan gelmesi çok muhtemel. Hele bu operasyon bölgesel Kürt yönetimi ve peşmergelerle sıcak çatışmalara dönüşürse, kestirilmesi güç ciddi komplikasyonlara yol açabilir...Türkiye'de gerek asker, gerek sivil, sorumlu mevkide bulunanlar, Kuzey Irak'a karşı bir harekâtla ilgili çeşitli senaryoları, lehte ve aleyhteki tüm faktörleri dikkatle hesaplayarak değerlendiriyorlar. Bu aşamada, teröristlerin saldırılarının ve provokasyonlarının yarattığı öfkeye rağmen, işaretler temkinli bir hareket tarzının benimsendiğini gösteriyor. "Hızlı ve sınırlı"... Türk diplomasisinin son günlerde giriştiği çabaların amacı, resmi ağızlar tarafından "derdimizi anlatmak ve destek sağlamak" olarak nitelendiriliyor.Gerçekten NATO'dan BM'ye kadar birçok uluslararası kurumlarda temsilcilerimiz üst düzey yetkililere Türkiye'nin terörizmden çektiklerini, bunda özellikle Kuzey Irak'taki durumun etkisini ve bu alanda uluslararası işbirliğinin önemini anlatmaya çalışıyorlar. Aynı şey Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin komşu ülke başkentlerini ziyaretlerinde de yapılıyor.Bu bağlamda dost liderlerin "yanınızdayız" demesi yetmiyor. Anlayışlarını fiili destekle göstermeleri gerek. Aksi halde en ufak bir askeri hareket haberinin, heyecan ve telaş yarattığı bir ortamda, arzulamadıkları sürprizlerle karşı karşıya kalabilirler... skohen@milliyet.com.tr Anlıyorlar mı?