Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son günlerde tüm dünyanın dikkatlerini çeken Suudi barış planının acaba başarı şansı nedir? ™nce bunun "yeni bir plan" olup olmadığını araştırmak lazım.Fikir, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah'ın iki hafta "nce, "New York Times"ın ünlü yazarı Thomas Friedman'a verdiği bir demeç ile ortaya çıktı. Prens bu s"yleşi sırasında, şimdiye kadar Suudilerin ağza pek almadığı bir konuyu gündeme getirdi: Arap ülkeleri, İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye ve ona güvenlik güvencesi vermeye hazırdır, yeter ki, İsrail 1967'de işgal ettiği topraklardan çekilsin... Bu ilk bakışta "yeni bir fikir" olarak g"zükmeyebilir. Nitekim, geçmişteki BM kararları, Mısır'dan šrdün'e kadar birçok ülkenin "nerileri, aşağı yukarı bu parametreleri içeriyor. Prens Abdullah'ın s"yleşi sırasında s"yledikleri, d"rt başı mamur bir "plan" da sayılmayabilir. Nitekim Prens'in Danışmanı Adil el - Cubeyir de bunun aslında "bir plan değil, bir vizyon olduğunu" s"yledi ve esas müzakerelerin de İsrail ile komşuları Suriye, Lübnan ve Filistin arasında yapılması gerektiğini belirtti.* * * SUUDİ Prensi'nin inisiyatifi "yeni bir plan" sayılmasa dahi üstünde ciddiyetle durulmaya değer. Nitekim belli başlı Arap ülkelerinin ve Filistin'in yanı sıra, - ABD, AB, Rusya dahil - uluslararası camia da bu girişimi destekliyor. Daha da "nemlisi, İsrail de Suudi "planı"nı g"rüşmeye hazır g"rünüyor. İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav'ın bu amaçla Prens Abdullah ile g"rüşmek isteğini dile getirmesi ilginç. Bu girişimin "ylesine geniş bir ilgi g"rmesi, Ortadoğu'nun "çatışmadan diplomasi sathı mailine" geçebileceğinin işaretini veriyor. Tabii bu kolay olmayacak. Henüz tam olgunlaşmamış bir taslak olan Suudi planının detaylandırılması ve ciddi bir şekilde müzakere edilmesi gerekecek. Şimdiki hali ile Prens'in ortaya attığı fikir veya "vizyon", karşılıklı pazarlığa ve uzlaşmaya müsait. ™rneğin Prense yakın yetkililere g"re, sınır ayarlaması konuşulabilir, verilecek güvenlik güvencesinin modalitesi tartışılabilir, "plan"da yer almayan mülteciler sorunu gündeme getirilebilir.Bu kez Suudi planının birdenbire b"yle bir ilgi g"rmesinin diğer bir nedeni de İsrail'in de, Arapların da ("zellikle Filistinlilerin) 17 aydır süregelen çatışmalardan derin bir umutsuzluğa kapılması ve sabrının tükenmeye yüz tutmasıdır. Prens Abdullah, planını herkesin bir çıkış yolu aradığı bir zamanda ortaya atmak maharetini g"stermiştir.* * *ASLINDA bu girişimle, şimdi top İsrail sahasına geçmiş bulunuyor. Dışişleri Bakanı Şimon Peres başta olmak üzere, İsrail'in uzlaşma yanlısı kesimi, "Haartez" gazetesinin belirttiği gibi, "ciddiye alınması gereken tarihi bir fırsat" olarak g"rüyor. Ancak Başbakan Şaron ve taraftarları, b"yle bir planın İsrail için gerektirdiği tavizleri vermeye ne kadar hazır? Bu bağlamda, Suudi girişiminin bir ilerleme kaydetmesi, "zellikle ABD'nin alacağı tavra bağlı. Bush y"netimi bunu yeni bir barış süreci başlatmak için bir fırsat olarak kullanacak mı? Gerçi AB (Javier Solana'nın hemen Riyad'a gitmesinin de g"sterdiği gibi) aktif bir destek sağlamak eğiliminde. Ancak Şaron hükümeti üzerinde etkili olabilecek tek gücün ABD olduğu da unutulmamalıdır... skohen@milliyet.com.tr Ortadoğu'da barışın sağlanması için yıllardan beri ortaya atılan planların haddi hesabı yoktur. Ne yazık ki, bu planların hiçbiri (hatta ateşin kesilmesini amaçlayan son Mitchell ve Tenet gibi planlar) bir türlü yaşama geçirilememiştir.