Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum O dönemde, "İslami taban"a dayanan bir partinin Avrupa ile bütünleşmeyi amaçladığını duymak AB çevrelerini şaşırtmış, ama memnun da etmişti...Önceki gece, AKP'nin kesin bir seçim zaferi kazandığının anlaşılmasından sonra, bu kez parti lideri ve Başbakan olarak konuşan Erdoğan, gene AB ile ilişkilere değindi ve şöyle dedi "Milletimizin bu seçimlerde ortaya koyduğu güçlü onayla, cumhuriyetimizin hedefi olan AB için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz".Parti merkezinin balkonundan coşkulu taraftarlarına hitap eden Erdoğan, dış politika konusunda da şu mesajı verdi: "Onurlu dış politikamız, aynen devam edecek. Diklenmeden dik durmak, düşman edinmeden dost kazanmak, komşularımızla ilişkilerimizde yine belirleyici olacak."Böylece Başbakan, yeni dönemin dış politikasının ana hatlarını kısa birkaç cümleyle açıklamış oldu. KASIM 2002'de seçimlerden galip çıkan AKP'nin lideri olarak yaptığı ilk konuşmada R. T. Erdoğan, "AB ile ilişkilerin yeni hükümetin öncelikleri arasında yer alacağını" söylemişti. AKP'nin seçimlerden hükümeti tek başına kurabilecek bir güçle çıkması, çeşitli alanlardaki politikalarda bir devamlılık -ve dolayısıyla istikrar- sağlıyor.Türkiye'de birçok seçmenin bu düşünceyle AKP'ye oy verdiği anlaşılıyor. Dışarıda da, açıkçası böyle bir sonucu arzu edenlerin sayısı çoktu. Nitekim birçok başkentlerden gelen tepkiler -ve dış basındaki yorumlar- bu memnuniyeti yansıtıyor.Sonucu olumlu karşılayanlar arasında AB çevreleri de var. Brüksel'deki kanaat, yeni dönemde Türkiye'nin AB ile ilgili çalışmalarını hızlandıracağıdır.Türkiye'nin AB Genel Sekreterliği görevinde bulunmuş olan iki büyükelçimizin -Volkan Vural ile Murat Sungar'ın- önceki gün "Milliyet"te yayımlanan "açık mektubu", aslında gelinen noktada Türkiye'nin AB ile ilişkilerini canlandırmak için nasıl bir strateji uygulaması gerektiğini ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Bu, aslında AB hedefine yönelik kararlılığını ifade eden Erdoğan ve kuracağı yeni hükümet için, bir "yol haritası" niteliğini taşıyor.Ne var ki, Ankara'nın kararlılığına, AB'nin de aynı şekilde karşılık vermesi gerekiyor. Bunu anlayan AB yetkilileri var. Nitekim dün Brüksel'de seçim sonuçlarını değerlendiren AB Komisyon Başkan Yardımcısı Franco Frattini, şöyle konuştu: "Erdoğan'ın AB ile yakınlaşmaya devam etmesi için seçimlerden istenen sonuç alındı. Artık AB olarak Erdoğan'a, müzakerelerde yardımcı olmalıyız".Evet, şimdi AB'den beklenen de budur... Yeni yol haritası Yeni kurulacak hükümetin önünde, dış politika alanında -AB'nin dışında- başka pek çok konu yer alacak. Bunların arasında "en acil" olanı da Kuzey Irak ile ilgili.Bir ara sıkça konuşulan, fakat seçimler nedeniyle karar aşamasına girilemeyen askeri operasyon konusu, herhalde yakında yeni hükümetin -ve belki de Meclis'in- gündemine gelecek.Ancak şimdiki hükümetin, -gene seçimler nedeniyle tam gerçekleşemeyen- siyasi ve diplomatik temas sürecini hızlandırması bekleniyor. Irak Başbakanı Maliki'nin önümüzdeki günlerde Ankara'yı ziyareti söz konusu. Fakat artık Türkiye Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı somut adımlar atıldığını -yani aksiyon- görmek istiyor.Şimdi ABD'den ve Irak'tan beklenen bir an önce bunun aktif işaretini vermeleridir. skohen@milliyet.com.tr Aksiyon zamanı