"Yunanistan için, milenyum kutlamaları diğer birçok Avrupa ülkelerinden çok daha fazla, yeni bir dönemin başlangıcını müjdeliyor...""Financial Times" gazetesi, önceki gün yayımladığı özel Yunanistan ekinde bu cümle ile başlayan bir yazıda, Simitis hükümetinin izlediği politikalar sayesinde, Yunanistan'ın kaderinin değiştiğini ve şimdi iki ana hedefine yaklaştığını belirtiyor. Bu amaçlardan biri, Avrupa para birimi Euro'ya katılmak, diğeri de Türkiye ile ilişkileri düzeltmek. Gazete her iki alanda Yunanistan'ın başarılı bir performans gösterdiğini kaydediyor.
* * *
GERÇEKTEN Simitis yönetiminin AB ile mali entegrasyon hedefine yönelik olarak gerçekleştirdiği değişim, oldukça etkileyici. "Economist" dergisi de "20'nci yüzyılın sonunda, Yunanlılar, 170 yıllık tarihlerinde hiç bu kadar iyi bir yaşama kavuşmamışlardı" diyor.
Artık Atina için, Ocak 2001'de - yani bir yıl sonra - Euro'ya dahil olmak hayal değil. Yapısal reformlar hızla yapılıyor ve AB'nin mali kriterlerine uymak için olağanüstü çaba harcanıyor.
Örnek: Enflasyon yüzde 2.6'ya inmiş durumda. Önümüzdeki yıl için, hedef, yüzde 1.5... Yunan ekonomisinin büyüme hızı, yüzde 3. Önümüzdeki 3 yıl için hedef yüzde 4 veya 5... Bütçe açığı, gayri safi milli hasılanın yüzde 1.7'si. Bu da AB'nin belirlediği standartlara uygun...
* * *
YUNANİSTAN'ın ekonomik alandaki bu icraatına dış politikasındaki performansını da eklemek gerek. "Financial Times" Türk - Yunan yakılaşması üzerinde duruyor ve bunu iki eski düşman arasındaki "dramatik değişim" olarak nitelendiriyor.
Aslında Simitis hükümetinin Türkiye ile ilişkileri düzeltmek isteyişinde, Avrupa ile bütünleşme ve özellikle Balkanlar'da daha aktif bir rol oynama emelinin büyük payı var. Atina özellikle Türkiye ile barış içinde yaşamadan, bölgede istikrar kurulmadan, ekonomik refahı sağlamaktan ve Euro'ya katılmanın mümkün olmadığını biliyor.
AB adaylığı Türkiye'yi nasıl bazı kriterlere uymak ve standartları yükseltmek için birtakım reformlar yapmaya zorluyorsa, Euro alanına dahil olmak hedefi de, Yunanistan'ı mali ekonomik ve hatta dış politikasını yeniden düzenlemeye itiyor.
* * *
YUNANİSTAN, son zamanlarda gösterdiği - ve uluslararası camiada takdir toplayan - bu performansı sayesinde, geleneksel "Yunan paradoksu"nu aşıyor mu?
Nedir bu "Yunan paradoksu?" "Doğan Kitapçılık" tarafından bu başlık altında yayımlanan kitapta, bu kavram şöyle ifade ediliyor: "Sınır tanımayan vaatler ile hayal kırıcı performans arasındaki uçurum"... Veya "büyük potansiyele karşılık, başarıların yetersizliği"...
Yunanistan son çeyrek yüzyılda böyle "paradoksal", yani çelişkili bir görüntü yansıtmıştır. Sözü geçen kitabın özelliği, ABD'li ve Yunanlı 17 akademisyen, politikacı ve yazarın makalelerini içermesidir. Bu yazıları okuyunca, Yunanistan'ın eski yetersizliklerini, hatalarını ve çelişkilerini nasıl geride bırakıp şimdiki performansını gösterebildiği, daha iyi anlaşılıyor.
Kitabın başında belirtildiği gibi, "bu eserin odak noktası Yunanistan; ama Yunan paradoksunun öğrettikleri ve uçurumun kapatılmasına yönelik öneriler, Yunanistan'ı aşarak birçok ülkelere örnek olabilir"...
Sanıyoruz, Türkiye bu ülkelerden biri...
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr