Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BAŞKAN Bush'un Irak Savaşı'nın sona erdiğini resmen ilan etmesinden bu yana 100 gün geçti. Altı hafta süren savaş durumundan sonra bunun, 100 "barış günü" olacağı umuluyordu. Saddam rejiminin devrilmesinden sonra Irak'a özgürlük ve huzur gelecekti. Yıllarca ambargo nedeni ile büyük sıkıntı çeken Irak halkı artık rahatlayacak, daha iyi yaşam koşullarına kavuşacaktı...
Oysa bunların hiçbiri olmadı. Savaş sonrası ilk 100 gün, barış değil, güvensizlik, huzursuzluk getirdi; günlük yaşamda iyileşmenin değil, yeni sıkıntıların işaretini verdi...
Kısacası bu 100 "bezdiren gün" oldu! Hem durumu düzeleceğine kötüleşen Irak halkı için, hem de giderek bir gerilla savaşına hedef olan Amerikan askerleri için...
***
WASHINGTON Saddam'ı alaşağı etmek için askeri planlarını çok iyi hazırlayıp uygulamayı bildi, ama belli ki savaş sonrası dönemi için vaat ettiği barışı ve yeniden yapılanmayı planlayamadı.
Nitekim durum ortada: Savaşın sona ermesinden 100 gün sonra, dünyanın en zengin petrol ülkelerinden biri olan Irak'ta benzin sıkıntısı çekiliyor! Aynı şekilde elektrik kısıntısı yaşanıyor. Su bulunamıyor. Termometrenin 50 dereceyi gösterdiği sıcakta, halk büyük bir perişanlık içinde...
İş bununla da bitmiyor. Ülkede güvenlik diye bir şey yok. Bu sadece ABD askerlerine karşı girişilen saldırılardan ibaret değil. Irak halkı otorite boşluğundan ötürü giderek yaygınlaşan soygun, yağma, tecavüz, cinayet gibi eylemlerden de bezmiş durumda. İşsizliğin ve sefaletin giderek tırmandığı bir ortamda bu tür vakaların artması da kaçınılmaz. Hele buna "dur" diyecek bir yönetim olmadıkça...
***
ABD gibi bir süper gücün, savaş alanında sergilediği başarıyı zavallı durumuna düşen bir ulusu kalkındırmada veya en azından acil ihtiyaçlarını sağlamakta gösterememesine akıl erdirmek gerçekten zor.
Amerikan işgal makamları, anında olay yerine tanklar, zırhlı araçlar gönderebiliyor da, neden örneğin yiyecek veya ilaç kamyonları sevk edemiyor? Bush yönetimi Irak'ta savaş sonrası dönemde (yani vaat ettiği barış ve yeniden yapılandırma aşamasında) asker ve subay kadar esas ihtiyacın mühendis, doktor, vs. olacağını nasıl düşünemiyor?
ABD'nin Irak işgalinin ilk 100 gününde gösterdiği tavır halkı kendisinden uzaklaştırmış, hatta birçok dostunu düşmana dönüştürmüştür.
Şimdi Amerikan askerleri de bunun faturasını ödüyor. Oysa ki, baştan bu güç, ülkenin yeniden normal hayata kavuşması, ihtiyaçlarının hızla karşılanması için seferber olmalı idi. O zaman Bağdat'ta sokaktaki adam da, "Coni"lere başka bir gözle (belki de işgalci yerine kurtarıcı olarak) bakacaktı...
***
ASLINDA Washington'un "ilk 100 gün" zarfında işlediği hataları düzeltmesi ve "ikinci 100 gün"de vaatlerini yerine getirmesi mümkün. Bunun için Bush yönetiminin öncelikle tek başına yaptığını en iyisi saymak huyundan vazgeçmesi, başkalarını dinlemesi ve onlarla eşit şartlarda işbirliği yapması gerek.
Acaba ABD'nin bu hafta BM'ye Irak'taki misyonunu paylaşmak için başvurmaya karar vermesi, yola gelmekte olduğunun işareti sayılabilir mi?