Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı (ve ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi) Eric Edelman ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dan Fried'in apar topar Ankara'ya gönderilmesi de bunu gösteriyor zaten. Fakat Bush yönetiminin bu açıdan tam bir "topal ördek" durumuna düştüğü de açık. Zira başta Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi olmak üzere, Ermeni tasarısını destekleyen Demokratlar, nefret ettikleri Bush'a karşı acımasız bir "yıpratma savaşı" sürdürüyorlar. Amerikalı uzmanlar, Bush yönetiminin Ermeni tasarısı konusunda etkisiz kalmış olmasını da buna bağlıyorlar. Başta Pelosi olmak üzere tasarıyı destekleyenler, yönetimin "Amerikan çıkarları zarar görür" şeklindeki söylemine karşı da bir cephe savaşı açmış bulunuyorlar. Geçen hafta üç gün süreyle Washington'daki havayı yoklama fırsatını bulduk. Hem yönetime yakın çevreler hem de düşünce kuruluşlarının önde gelen Türkiye uzmanları, Ankara'dan Ermeni tasarısı konusunda yansıyan uyarıların Bush yönetimi tarafından son derece ciddiye alındığını söylediler. Bunun odağında ise Türkiye'nin "blöf yaptığı" argümanı yatıyor. Garip bir tesadüfle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ABD için kullandığı sözü Türkiye için kullanarak, "Amerika ile ilişkilerin hayati önemini bilen Ankara'nın kendi ayağına kurşun sıkmayacağını" savunuyorlar. Bu arada Ermenistan'ın da bu kampanyaya güç vermek için devreye girdiği görülüyor. Ermeni Başbakanı Serj Sarkisyan bu amaçla çarşamba günü Washington'a gidiyor. Washington'daki gözlemcilere göre Sarkisyan'ın iki temel amacı olacak. Bunlardan ilki, Bush yönetiminin "Tasarı geçerse Türkiye ile Ermenistan arasında gelişen diyalog zarar görür" argümanının önünü kesmek olduğu söyleniyor. Sarkisyan'ın bu çerçevede, geçen hafta Dışişleri Bakanı Oskanyan'ın da yaptığı gibi, "Hangi diyalog? BM ve çok taraflı bazı platformlarda yapılan kısa temaslara diyalog denemez" demesi bekleniyor.Sarkisyan'ın ikinci hedefinin ise, Bush yönetiminin "Türkiye'de 1915 olaylarına artık daha samimi bir şekilde bakıldığına" dair argümanının "sahteliğini kanıtlamak" olduğu belirtiliyor. Ermenistan devrede Ermeni lobisine büyük güç katan Hrant Dink cinayetinden sonra, Hrant Dink'in oğlu Arat Dink'in -tam da tasarının Dış İlişkiler Komitesi'nde görüşüldüğü bir sırada- hapis cezasına mahkûm edilmesi ise tasarı yanlılarının yardımına "hızır gibi" yetişti. Sarkisyan'ın, bu davaya da işaret etmesi ve 301 gibi bir maddenin geçerli olduğu Türkiye'de, Erdoğan hükümetinin "Tarafsız tarihçiler komisyonu kuralım" argümanının "samimiyetsiz olduğunu" vurgulaması da bekleniyor. Özetle Ankara, ABD Kongresi'ne "blöf yapmadığını göstermek" gibi bir zorunlulukla karşı karşıya bulunuyor. Zira Amerika'yı gerçekten "acıtmayan" adımların Ermeni lobisi tarafından kullanılacağı aşikâr. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın üç numaralı yetkilisi Nicholas Burns'ün, daha birkaç hafta önce ortaya koyduğu, "stratejik ilişkinin canlandırılması" arzusunun bu ortamda geçersiz olduğu aşikâr. Tam aksine, ilişkilerde "ipin" giderek "inceldiğini" ve hızla "kopma noktasına ilerlediğini" görüyoruz. Bunun iki ülke için iyi mi, kötü mü olduğunu hep birlikte göreceğiz. sidiz@milliyet.com.tr Lobiye güç katan Dink cinayeti