Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ancak, meselenin "AKP'nin AB'ye sırt çevirmesiyle" sınırlı olduğunu sanmıyorum. Türkiye'de artan bir "Batı düşmanlığı" var. Bunu kendi çevremde bile görüyorum. Batı'da bunu körüklemek için ellerinden geleni yapanlar da var tabii. Zira, "kolay celallenen" Türkleri nasıl tahrik edeceklerini öğrendiler. Avrupalılar, AKP'nin performansına bakarak, "Türkiye'nin AB'ye sırtını çevirip yanlış yönde gitmeye başladığını" sık sık belirtiyorlar bu günlerde. Bu görüşü son olarak İngiltere'nin etkin siyaset ve ekonomi dergisi "The Economist" dile getirdi. Burada altı ilk çizilecek şey, AKP'nin "Batı'ya sırt çevirmesi"nin hem bu parti, hem de tabanı açısından bir sorun yaratmayacağı gerçeğidir. Bu kesimin, Türkiye'nin tümüyle Batı'dan esinlenerek oluşturduğu siyasal, sosyal ve yasal temele bağlılığı da zaten "göreli." Başka bir ifadeyle, Türkiye yarın şeriatla yönetilecek olsa, bu kesim buna anında intibak eder. Öte yandan, CHP'nin temsil ettiğini iddia ettiği perspektife bakacak olursak, esas kafa karışıklığının burada yattığını görürüz. AKP için sorun değil Aslında neyi temsil ettiğini bir türlü anlayamadığımız bu partinin, varoluş nedenleri olarak ortaya koyduğu faktörlerin hepsi Batı'dan yansımıştır. İster "sosyal demokrasi," ister "milliyetçilik" veya "ulusalcılık", ister "laiklik" deyin. Bunların hepsi Batı kaynaklıdır.Cumhuriyetimizin kurucuları da zaten Batı'dan alınan siyasi, ekonomik, yasal ve sosyal kalıplar sayesinde, otokratik bir emperyal teokrasi olan Osmanlı İmparatorluğu ile modern Türkiye arasına mesafe koymuşlardır. Bundan da övünç duymuşlardır. Atatürk'ün "muasır medeniyet'e ülküsü böylece Cumhuriyet'i kuranların temel sloganı olmuştur. Batı'nın yansıması Bu nedenle ve gayet iddialı bir şekilde -"Türkiye Cumhuriyeti, bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti olacaksa Batılı olmak zorundadır" diyebiliriz. İşte CHP'nin bu ülkeye zaman içinde çok daha iyi anlaşılacak olan zararı buradan kaynaklanıyor. "Muasır medeniyet" ülküsünü hiçe sayarak sırf AKP'den kaynaklandığı için garip bir partizanlık adına "iyi"ye bile "kötü" deyip yorganı da, şilteyi de yakmaya razı. Son yıllarda yapılan önemli reformların kâğıt üzerinde kalmaması için "sosyal demokrasi" adına "uygulamanın yılmaz bekçiliği"ni yapacağına, milliyetçilik adına AB ve Batı karşıtlığını besleyerek, kendi varlığının da dayandığı değerleri sarsıyor. Değerlerini sarsıyor AKP tabanı açısından aslında bir "sorun" oluşturmayan bu tutumuyla, temsil ettiğini iddia ettiği "çağdaşlık" açısından ne tür sorunlara zemin hazırladığını görmek istemiyor. Oysa, tekrarlıyorum: "Batı perspektifi"ni kaybetmiş olan bir Türkiye, ne Atatürk'ün, ne de Cumhuriyetimizin diğer kurucularının öngördükleri Türkiye olabilir. Türkiye elbette ki batmaz. Onu söylemiyorum. Ama bu durumda ortaya çıkacak olan Türkiye, "çağdaşlık" yanlılarının Türkiye'si olamaz. Olsa olsa, "muasır medeniyet"in "sopa" ile uygulanmaya çalışıldığı garip bir yer olur ki, bu da nereye kadar götürülebilir, o meçhul. semihi@cnnturk.com.tr Türkiye batmaz ama...