Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Zira Gül, askeri üniformasına birkaç gün önce törenle veda etmesinin ardından ağırlayacağı ilk yabancı devlet başkanı olacak. Bu ziyaretin, askeri yönetimden demokrasiye dönmesi için uluslararası baskıların arttığı bir sırada gerçekleşmesi ise kendisini rahatlatacaktır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bugün başlayacak olan resmi Pakistan ziyaretini bu ülkedeki dramatik siyasi gelişmelerden soyutlamak mümkün değil. Demokratik baskılar karşısında "sivilleşme" sancıları yaşayan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref bu ziyaret sayesinde kuşkusuz büyük moral bulacaktır. "Sivilleşmesinden" sonra Müşerref'in ağırladığı ilk konuğun "Kardeş Türkiye"den gelmesi de, haliyle, Pakistanlıların dikkatinden kaçmayacaktır. Cumhurbaşkanı Gül'ün bu ziyaretini son derece hassas kılan nokta da budur. Çünkü Gül'ün, Müşerref'in antidemokratik adımlarını onaylıyormuş gibi bir izlenim yaratması - yarın kimin işbaşına geleceği belli olmayan Pakistan'da özellikle de demokrasi mücadelesi veren kesimlerde, büyük tepki yaratacaktır. Böyle bir yaklaşım, güçlü demokratik güdüleri olan Cumhurbaşkanı Gül'ü de, haliyle, zorda bırakacaktır. Bu nedenle Gül'ün burada yapacağı şey Pakistanlı muhataplarını iç barış, demokrasi ve istikrar yolunda teşvik etmek olacaktır. 16 Aralık'ta olağanüstü hali kaldıracağını açıklayan Müşerref'in, 8 Ocak için seçimler ilan etmesi ve eski başbakanlardan Benazir Butto ile Navaz Şerif'in ülkeye dönüp seçimlere katılmalarına izin vermesi de Gül'ün işini kolaylaştıracaktır. Ancak, Pakistan'daki muhalefetin bu adımları yetersiz bulması ve Navaz Şerif ile İmran Han gibi önemli siyasetçilerin, seçimlerin bu nedenle boykot edilmesini istemeleri de kat edilecek daha çok yol olduğunu gösteriyor. İlk konuk Gül Gül'ün amacı tabii ki Pakistan'ın iç işlerine karışmak değil. Ancak bu ülkede cereyan edenler tüm dünyada çok yakından ve kaygıyla izleniyor. Zira Pakistan'daki iç gelişmelerin yankıları, Türkiye'nin de yakından ilgili olduğu, Afganistan ve Irak gibi yerlerde de hissediliyor.Washington'un, ülkedeki durumu bir an evvel demokratik bir çerçevede istikrara kavuşturması için Müşerref'e yaptığı baskının nedeni de bu. Özetle, Afganistan ve Irak'tan sonra Pakistan'ın da siyasi kaosa sürüklenmesinin köktendinci terörizmi körükleyeceği endişesi bir hayli yaygın. Onun için, demokrasi yönünde teşvik edici olmanın yanı sıra, Gül, tüm Pakistanlı muhataplarına "sorumlu siyaset" yapmaları yönünde telkinde de bulunacaktır. Bu telkin, demokrasi uğruna yapılacak teşvik girişimi kadar önemli olacaktır. Çünkü Pakistan'ın bize benzeyen bir yanı var. Siyasetçileri çok kolay bir şekilde, ülkenin genel çıkarlarını, basit çıkarlara dayanan "sen ben" kavgalarına teslim edebiliyorlar. Ancak, Pakistan söz konusu olduğunda bunun sonuçları dünya açısından çok daha tehlikeli olabiliyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün gündeminde tabii ki ikili ilişkiler de var. Bu konuda da kuşkusuz önemli ve güzel şeyler söylenecektir. Ancak bu ziyaretin çok farklı nedenlerden dolayı dikkat çekici olduğu kesin. sidiz@milliyet.com.tr Sorumlu siyaset telkini